Bir önceki yazımızda küresel güç dengelerinin değişmesi ile birlikte ABD'nin önüne bir "baş düşman" sorunu çıktığını söylemiştik...

Bilindiği gibi baş düşmana karşı en geniş cepheyi kurabilmek için onu müttefiklerinden ayırmak büyük önem taşır...

Örneğin soğuk savaş döneminde ABD, Sovyetler Birliği'ni baş düşman olarak belirlediği için o dönemde bu ülkeyi "revizyonist" olarak gören ve ideolojik olarak ondan daha katı tutumlar benimseyen Çin ile ilişkilerini düzeltmiş ve cepheyi daraltmıştı.

***

Trump da benzer bir stratejiyi Çin'e karşı uygulamayı düşünüyordu...

Bu stratejiye göre Rusya ile ilişkiler düzeltilecek, bunu sağlamak için Suriye savaşı "soğutulacak", böylece Çin üzerinde yoğunlaşılacaktı...

Bu yaklaşım, Ortadoğu bölgesini de yakından ilgilendiriyordu...

Bu bölge Çin etkisinden uzak kalmış ender stratejik bölgelerden biriydi. Ancak Çin, yakın zamanda açıklanan Yeni İpek Yolu Projesi ile bölgeye girmek niyetindeydi. Çin'i buradan uzak tutabilmek için Rusya ve onunla ittifak halindeki ülkelerle ilişkilerin iyileştirilmesi büyük önem taşıyordu.

***

ncak söz konusu strateji, ABD "küresel elit"inin, Pentagon'un, CIA, FBI gibi önemli kurumların desteğini alamadı...

Bu nedenle Trump başkan seçildikten sonra ciddi bir iç muhalefetle karşılaştı...

FBI ve savcılık Rusya'nın digital casusluk yaparak Trump'ın seçim kampanyasını desteklediği gerekçesiyle önemli bir dava açtı...

Ana medya kuruluşları Trump'a karşı saldırıya geçti ve kamuoyunun yeni başkana verdiği destek hızla düşmeye başladı.

***

Bu durumda Trump bir uzlaşmaya gitmek zorunda kaldı...

Bu uzlaşmanın bir parçası "A Takımı"nı oluşturan bir çok önemli ismin bizzat Trump tarafından görevlerinden alınarak "feda" edilmesiydi...

Uzlaşmanın diğer tarafında ise ağırlıklı olarak Pentagon vardı.

***

Pentagon ise geleneksel olarak yönünü Rusya'ya çevirmiş durumdaydı ve Rusya ile uzlaşma politikasına karşı çıkmaya devam ediyordu...

Trump, Pentagon'un muhalefetini kırabilmek için yeni bir hamle yaptı...

Rusya'nın tecrit edilmesi ve Ortadoğu'daki etkisinin azaltılmasına yönelik yaptırımlara olur verdi, ancak bunların hafifletilmesini istedi.

Bu strateji, Trump'ın başkan seçildikten bir süre sonra yaptığı şu açıklamada çok açık bir biçimde ifade edildi:

"Rusya'ya çok ama çok ağır yaptırım yapıldı. Çok üst düzeyde yaptırıma uğradılar ve bu kısa süre önce gerçekleşti. Artık bitkin düşmüş ve kırılmış bir dünyayı iyileştirmeye dönme vakti. Rusya ile dostça geçinmenin bir engel değil ülkemiz ve dünya için bir kazanç olduğunu düşünüyorum... Ne zaman dışarıdaki o kıskananlar ve aptallar Rusya ile iyi ilişkilerin kötü değil iyi bir şey olduğunu anlayacaklar? Her zaman siyasetle oynuyorlar. Bu ülkemiz için kötü. Kuzey Kore'yi, Ukrayna'yı, Suriye'yi ve terörizmi çözmek istiyorum. Ve Rusya çok yardım edebilir".

***

Dünkü yazımızda Trump'ın Rusya ile uzlaşma stratejisinin en önemli destekçilerinin petrol şirketleri olduğunu belirtmiştik...

Petrol şirketleri Sovyetler Birliği'nin yıkılmasının ardından Rusya'nın çöküş döneminde bu ülkedeki petrol şirketleri ile yakın ortaklıklar oluşturmuşlardı...

Rusya ile yakınlaşma hem bu ortaklıkların sürdürülmesi hem de petrol açısından dışa bağımlı Çin'in bağımlı kılınması açısından büyük önem taşıyordu...

Petrol şirketlerinin en büyüklerinden biri olan ve özellikle Rusya ile yakın bağlantıları nedeniyle Putin'den "Dostluk madalyası" kazanan EXXON CEO'su Tillerson'un Dışişleri Bakanlığına getirilmesinin altında yatan neden buydu.

***

Ancak gelişmeler Trump'ın oluşturduğu "uzlaşma stratejisi"nin de pek işe yaramadığını ortaya koydu...

İlk başlarda ABD'nin küresel elitinin muhalefetine karşı Pentagon'u kazanmaya yönelik olarak verilen tavizler giderek iplerin Pentagon'un elinde toplanmasına yol açtı...

Pentagon ise Rusya'nın da Çin ile birlikte "baş düşman" olarak görülmesi ve şu anda devam etmekte olan Suriye savaşı nedeniyle ağırlığın bu ülkeye karşı mücadeleye kaydırılması politikasında ısrarlı.

***

Bu koşullarda giderek yalnızlaşan ve her geçen gün biraz daha fazla taviz vermek zorunda kalan Trump, Rusya ile uzlaşma siyasetini terk etmek zorunda kaldı...

Petrol tekellerinin adamı ve Rusya ile uzlaşma politikasının şampiyonu Tillerson'un tam da bir dış gezi yaparken apar topar Trump tarafından görevden alınmasının altında yatan ana neden budur...

Bu konuya devam edeceğiz.