Tüm dünyada büyük yankı uyandıran Gazze Savaşı vicdanları kanatmakla kalmadı, ABD ve İsrail yönetimlerinin gerçek yüzlerini de açığa çıkardı...
Sovyetler Birliği’nin yıkılmasının ardından ABD ve İsrail kendi devletlerini “evrensel demokrasi”nin bir modeli olarak sunmuş...
Bu modele uymayan ülkeleri “haydut ülkeler” olarak damgalamışlardı...
Reagan’dan Biden’a kadar tüm ABD başkanları da kendilerini “haydut ülkeleri yola getirecek demokrasi misyonerleri” olarak göstermişlerdi.
***
HAMAS’ın başlattığı Aksa Tufanı operasyonunun önceki savaşlardan farkı ise tüm dünya kamuoyu tarafından ezilen bir halkın içinden çıkan bir örgütün eylemi olarak görülmüş olmasıydı...
Öyle ki, HAMAS’ın ezeli rakibi olan ve Filistin’in “meşru devlet başkanı” olarak kabul edilen FKÖ Yönetiminin başı Mahmud Abbas bile HAMAS’ı bu olaydan dolayı bir “terör örgütü” olarak eleştirmemiş, aksine Filistin halkının ‘İsrail işgal güçleri ve yerleşimcilerin terörüne karşı kendini koruma hakkı olduğunu’ söylemişti...
Siyonist İsrail devletinin bugüne kadar yaptığı insanlık dışı her eylemi destekleyen ABD ve Batı Avrupalı devletlerin medyalarında ilk günlerde estirilen “terör” suçlamaları ise kısa bir sürede yerini ABD ve İsrail karşıtı gösterilerin haberlerine terk etmişti.
***
Gelinen noktada Gazze’de çoğunluğu çocuk ve kadın olmak üzere 50 binin üzerinde insanın vahşice katledilmesi, on binlerce insanın hedef gözetmeyen bombalarla yaralanması, bütün bir halkın ayrım gözetilmeksizin yerinden edilmesi, Gazze’de taş üstünde taş bırakılmaması, kendisini savunduğunu iddia eden İsrail’in tüm iddialarını ve imajını yerle bir etmiş bulunuyor...
O nedenle İsrail ve ABD Birleşmiş Milletler’de de sıkıştı ve yayılmacı amaçlarla Lübnan’dan Suriye’ye kadar yaydığı savaşta ateşkesi kabul etmek zorunda kaldı...
İsrail’in “kadim” dostu Trump şimdi bunu kendisinin sağladığı bir “insani gelişme” olarak göstermeye çalışıyor.
***
Ancak Netanyahu ve Trump, işi burada bırakmaya niyetli değiller...
İsrail, sürekli ateşkesi ihlal etmesine tepki olarak esir değiş tokuşunu erteleyen HAMAS’ın Cumartesi gününe kadar bu tavrını değiştirmemesi durumunda yıkım ve soykırım eylemine devam edeceğini ilan etti...
Trump da “mal bulmuş mağribi” misali Filistin halkının Gazze topraklarından toptan sürülmesi ve beş kuruş harcamadan el koyacağı bu toprakları “Ortadoğu’nun Las Vegas’ı haline getirme” projesini açıkladı.
***
Trump, projesinin aslında Filistinliler için bir sürgün planı olduğunu “Buranın (Gazze'nin) sahibi ben olacağım. Bunu gelecek için bir emlak geliştirme planı olarak düşünün, güzel bir toprak parçası olacak." sözleriyle itiraf etti...
Ve "İsrail Gazze'yi ABD'ye teslim edecek. İnşa çalışmalarına yavaş ve dikkatlice başlanacak" ifadesini kullanarak ortağını açıkladı...
Böylece Gazze'de ABD askerine de ihtiyaç duyulmayacakmış!
***
Bu planın İsrail saldırısının başlamasından kısa bir süre sonra ABD ve İsrail lobisi tarafından hazırlandığı anlaşılıyor...
Bilindiği gibi Trump’ın damadı Charles Kushner Ortodoks Yahudi olan ve siyonist görüşleri savunuyor... Kushner, Trump'ın birinci döneminde dış politika danışmanlığını yapmış, İsrail ile Arap ülkeleri arasındaki "normalleşme" sürecinde İbrahim Anlaşmalarında önemli rol oynamış bir politikacı. Aynı zamanda İsrail Başbakanı Netanyahu'nun yakın “aile dostu”...
Kushner, İsrail'in Gazze Şeridi'ne saldırılarının yoğunlaştığı 15 Şubat 2024'te Harvard Üniversitesi'nde verdiği bir konferansta Gazze’nin deniz kıyısındaki topraklarının çok değerli olduğunu ve İsrail'in bölgeden Filistinlileri zorla çıkarmasının ardından bu toprakların ABD ve İsrail tarafından değerlendirilmesinin doğru olacağını savunmuş...
"Ben İsrailli yöneticilerin yerinde olsam insanları oradan çıkarmak ve sonra da bölgeyi temizlemek için elinden geleni yapardım." ifadesini kullanmıştı...
"Zaten Gazze'den geriye pek bir şey kaldığından emin değilim." diyen Kushner, Filistinlilerin kendi devletine sahip olmasının da "çok kötü bir fikir" olduğunu iddia etmişti.
***
Bu gelişmeler, dünyayı “babalarının çiftliği” zanneden Trump ve Netanyahu ekibinin aslında nasıl bir “hayal alemi” içinde yaşadıklarını açıkça gösteriyor...
Trump ve Netanyahu’nun uçuk projeleri ise giderek alay konusu oluyor. Trump’ın Filistinlileri göndermeyi düşündüğü ve “Ben onları ikna ederim!” dediği Suudi Arabistan, Mısır ve Ürdün yetkilileri kimi çekinerek kimi de alaycı bir biçimde ikna olmayacaklarını ifade ediyorlar...
Ne var ki, onlarca yıldır hayali projeler peşinde milyonlarca insanı canını, malını, vatanını kaybetmesine neden olan ABD ve İsrailli yöneticiler bir türlü akıllanmıyorlar!