Bir önceki yazımızın sonunda, yarattığı tüm olumsuz sonuçlara karşın doların, dünya parası olma özelliğini koruması neeniyle hala ABD'nin en güçlü silahı olmaya devam ettiğini söylemiş ve yazımızı şu cümleyle sonlandırmıştık:

'Ülkemizde önce FETÖ gibi örgütler aracılığıyla, onların yetmediği yerde 15 Temmuz gibi darbe girişimleriyle elde edilemeyen amaçların en son dolar operasyonlarıyla elde edilmeye çalışılmasının sebebi budur.'

Hiç kuşkusuz, bu, yalnızca bizim vardığımız bir yargı değil...

Sayıları fazla olmasa da dünya ekonomisine bütünsel bir çerçevede bakan bir çok ekonomist bu yargı üzerinde birleşiyor...

Bunlardan biri, sözünü sakınmamasıyla ünlü F. William Engdahl...

Engdahl, 'stratejik risk danışmanlığı' yapan bir akademisyen... Princeton Üniversitesinde ders vermenin yanı sıra petrol ve jeopolitik konulu kitapları 'çok satan' listelerinde yer alıyor...

Türkiye ile de yakından ilgilenen yazar, 2014 yılında Gülen'in okullarının CIA tarafından yönetildiği iddiasını ortaya atmış, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından yayınladığı bir başka makalede ise darbecilerin yüzde yüz CIA kontrolü altında olduğunu söylemişti...

Yazar'ın son makalelerinden biri 20 Ağustos 2018 tarihinde 'New Eastern Outlook' adlı digital dergide yayınlandı... 'Washington's Silent Weapon for Not-so-quiet Wars' ('Vaşington'un Pek de Sessiz Olmayan Savaşlar için Geliştirdiği Sessiz Silah') başlığını taşıyan makalede bizi de yakından ilgilendiren bir konu olan 'dolar silahı'nın nasıl geliştirilip kullanıldığı üzerinde duruluyor.

Makale şu sözlerle başlıyor:

'Bugün Vaşington'un açık ara en ölümcül silahı, Pentagon veya onun geleneksel ölüm makinaları değil, fiilen sessiz bir silahtır. Bu silah, Vaşington'un küresel para, yani dolar arzını özel sektörün mülkiyetindeki Federal Rezerv (Merkez Bankası), onunla koordineli çalışan ABD Hazinesi ve seçkin Wall Street bankerlerinin eylemleri aracılığıyla denetleme yeteneğidir. Ağustos 1971'de dönemin ABD başkanı Nixon'un, doları altın karşılığından çıkarmasından beri doların kontrol edilmesi, rakip ülkelerin başının en büyük belası ve en azından şimdilik başa çıkamadıkları mali bir silah haline gelmiş bulunmaktadır.'

***

Engdahl, bu silahın çeşitli dönemlerde farklı bir biçimde çalıştırıldığını, örneğin 2008 mali krizinden sonra 'gevşek para' politikaları ile dünyanın dolara boğularak gelişmekte olan ülkelerin borca batırıldığını, günümüzde ise 'sıkı para' politikasına geçilerek borçlandırılmış ülkelerin boğazının sıkıldığını savunuyor...

Sözünü ettiğimiz makalede, bu süreç şöyle anlatılıyor:

'Gelişmekte olan ülkeler pek çok nedenden dolayı doları tercih ediyordu. Gelişmekte olan ülkeler büyüdüğü sürece, ihracattan gelen dolarlar yükseliyor ve borç da sürdürülebilir bir noktada tutulabiliyordu.

Şimdi ise bu değişmeye başladı.

Bu değişimin sebebi dünyanın en güçlü merkez bankası, ABD Merkezi Bankası FED.

Yeni Başkanı Jerome Powell ise esrarengiz ve şüpheli Carlyle Group'un eski ortaklarından...

Powell ve FED gayet bilinçli olarak dolar vidasını sıkıştırdılar ve Avrasya'nın anahtar ülkeleri olan Türkiye, İran, Rusya ve Çin'de büyük bir ekonomik kriz başlattılar.'

***

Çin, Rusya ve İran, ABD'nin stratejik olarak 'düşman' gördüğü ülkeler...

İlginç olan nokta, yıllarca kendisini ABD'nin 'stratejik müttefiki' olarak tanımlamış ve onu çoğu zaman kendi çıkarlarını geri plana atarak desteklemiş bir ülke olan Türkiye'nin de hedef alınan ülkeler arasında bulunması...

Bu 'şaşırtıcı' olgunun nedeni ise, daha önceki yazılarımızda da belirttiğimiz gibi, dört ülkenin de emperyalizm dönemi öncesinde büyük imparatorluklar kurmuş olmaları ve küresel sömürgeci sistem içine alındıklarında kendilerinden beklenen klasik sömürge davranışlarına karşı zaman zaman tepki göstermeleri.

***

O açıdan bakıldığında, sözü edilen ülkelerin neden bir çok önemli meselede farklı görüşlere sahip oldukları halde bir araya gelerek ortak tepkiler geliştirmeye çalıştıkları anlaşılabilir...

Bu tepkilerin en önemlilerinden biri de son dönemde doların küresel para olarak kullanılmasına karşı geliştirmeye çalıştıkları tepkidir.

Bu konuya devam edeceğiz.