Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’e yapılan operasyon siyaset alanında adeta bir bomba etkisi yaptı...
Bu olay, CHP’de Özgür Özel’in genel başkan olmasının ardından AKP ve CHP arasındaki “yumuşama” ve “Türkiye’nin önemli sorunları konusunda uzlaşma” söylemlerine son vermiş görünüyor...
Oysa daha kısa süre önce iktidar yanlısı Yeni Şafak gazetesi genel yayın yönetmeni Hüseyin Likoğlu, Özel’in geçirdiği kaza ile ilgili olarak bazı söylentiler yayıldığında Özel’e sahip çıkmış ve yazısına “Özgür Özel’i FETÖ’ye yedirmeyiz” başlığını koymuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan da yaptığı son konuşmada "Özgür Özel'e de takdirlerimi iletiyorum. CHP'nin, sayın Özel'in genel başkanlığında bu tarihi kırılma noktasında doğru yerde duracağına ben yürekten inanmak istiyorum." demişti.
***
Bu konuşmada Erdoğan’ın Özel’i eleştirirken “Coğrafyamız bir ateş çemberine dönüşmüşken terör örgütünün mensupları Esenyurt’u kasıp kavururken bundan neden rahatsız oluyorsun? Tam aksi mevcut yönetime destek vereceksin.” sözleri dikkat çekiciydi...
Tam da partisinin tepkiyle ayağa kalktığı bir ortamda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın AK Parti grup toplantısında kendisine teşekkür etmesi ve işbirliğine davet etmesi CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i rahatsız etti...
Bunun üzerine "Erdoğan bana teşekkür etmiş. Ülkenin birlik bütünlüğüyle ilgili tutumundan dolayı memnuniyetlerini ifade ediyor. Beni bir kişi anladı o da yanlış anladı" diyen Özel, “Her teşekkürün bir değeri vardır ama bu teşekkür yanlış zeminde, yanlış biçimde yapılan bir teşekkür. Bana teşekkür edecekseniz, bu işi Meclis’te ele alalım” ifadesini kullandı.
***
Siyasi rakiplerine karşı sert ifadeler kullanmasına alıştığımız Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Özel’e tanıdığı bu ayrıcalığın sebebi acaba neydi?..
Bu soruyu cevaplayabilmek için 31 Mart yerel seçimleri öncesinde yaşananları hatırlamak lazım...
Esenyurt’ta CHP'nin Esenyurt Belediye Başkan adayı olarak önce Ali Gökmen seçilmişti. Ancak DEM Parti ile kurulan Kent Uzlaşması sonucu aday değiştirildi ve DEM Parti’ye daha yakın olan Ahmet Özer aday ilan edildi. Seçim sonucunda AKP adayı yüzde 39’da kalırken Özer yüzde 49 oyla belediye başkanı seçildi...
2023 Milletvekili seçimlerinde Esenyurt’ta partilerin aldıkları oy oranları ise şöyleydi: AKP yüzde 33,50, CHP yüzde 23,7, Yeşil Sol Parti (DEM Parti) yüzde 18,7...
Yani, CHP ile DEM Parti arasında “kent uzlaşısı” yapılmasaydı, büyük ihtimalle Esenyurt’ta seçimi AKP kazanacaktı.
***
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimleri sırasında da DEM Parti aday göstermesine karşın etkili bir biçimde yarışa “asılmadı”, bu nedenle DEM Parti adayı Meral Beştaş’ın yüzde 2 gibi partisinin oy potansiyelinin çok altında bir oy aldı...
Benzer bir durum son Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda da yaşandı, Erdoğan ve Kılıçdaroğlu arasında yapılan yarış sırasında DEM Parti oylarının Kılıçdaroğlu’na kayması nedeniyle Kılıçdaroğlu’nun oy oranı yüzde 47,8’e kadar çıktı...
Bu gelişmeleri aktarmamızın nedeni Ahmet Özer’e yapılan operasyonun hukuksal problemler yarattığı kadar siyasal sonuçlar da doğurduğuna dikkat çekmektir.
***
CHP ile DEM Parti yakınlaşmasının doğurduğu sonuçlar karşısında AKP, bu iki parti arasındaki “sallantılı” ittifakı sona erdirmeye yönelik hamleler yapmaktadır. Bu hamlelerin başarıya ulaşması durumunda önümüzdeki yıllarda yapılacak bir seçimde CHP’ye rahatça üstünlük sağlayacağını hesap etmektedir...
Peki, yapılan bu tür operasyonların doğal bir sonucu olarak DEM Parti içinde doğan tepkilerin beklenenin tersi bir etki yapması nasıl önlenecektir?..
Bu noktada Abdullah Öcalan’ın takınacağı tavır ve yapacağı çağrı önem kazanmaktadır.
***
Bunun kadar önemli bir başka faktör de CHP’nin iç çelişkilerinin nasıl bir seyir izleyeceğidir...
Bilindiği gibi CHP halen “Özel-İmamoğlu-Yavaş” triumvirası tarafından yönetilmektedir. Eski genel başkan Kılıçdaroğlu da kâh bir adayla kâh diğeriyle ittifak yaparak sahneden çekilmemekte direnmektedir...
AKP açısından önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bu ittifakın parçalanması ya da dağıtılması çok önemlidir.
***
Bu amaca ulaşmak için DEM Parti’ye karşı CHP içinde var olan farklı eğilimleri ayrıştırmak ve çatıştırmak gerekir...
AKP, özellikle de oy potansiyeli daha yüksek olarak görülen ve DEM Parti’ye olumlu bakan İmamoğlu’nun geri plana itilmesi ya da DEM Parti ile yakınlaşmaya soğuk bakan Yavaş’ın öne çıkması için çaba harcayacaktır. Yavaş’ın İstanbul’da Ahmet Özer’in tutuklanmasına karşı tüm belediye başkanlarının yapacağı protesto gösterisine katılmaması bu konuda önemli bir işarettir...
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Özel’e karşı kullandığı yumuşak üslup ile İmamoğlu ve onunla ittifak yapacak gibi görünen Kılıçdaroğlu’na karşı kullandığı sert üslup arasındaki fark da büyük ihtimalle bu durumdan kaynaklanmaktadır...
Esen rüzgarlardan aşırı etkilenen Özel, bir şekilde DEM Parti ile ittifak politikasından uzaklaşırsa, bu durumda hem CHP’nin hem de İmamoğlu’nun seçimlerdeki başarı şansı azalacaktır.