Bir önceki yazımızda, TTB tarafından hazırlanan koronavirüs aşılarının etkinliklerine ilişkin bir araştırmada Rusya'nın ürettiği Sputnik V aşısına ilişkin hiçbir veriye yer verilmediğine dikkat çekmiş ve bunu 'açıklanması güç bir yaklaşım' olarak nitelemiştik...

Aynı yazıda Rusya Büyükelçisi Aleksey Yerhov'un da, Türk Tabipler Birliği Başkanı'na bir mektup göndererek, 'Sputnik V olarak bilinen, dünyada ilk milli tescil işlemini görmüş 'Gam-Kovid-Vak' aşısının değerlendirmede yer almaması şaşkınlık yaratmıştır' dediğini söylemiştik...

Daha sonra TTB'den bu konuda bir açıklama geldi... Açıklamada, 'değerlendirmelerin uluslararası geçerliği olan bilimsel yayınlar üzerinden' yapıldığı; Faz 3 çalışmalarına ve uluslararası bağımsız bilimsel heyet tarafından incelemelere dair bilimsel makalelerin de çok kısa sürede yayınlanacağı belirtildi.

***

Önceki yazılarımızda 'aşı savaşı'nın medya organlarında olduğu kadar bilimsel çevrelerde de etkili olduğunu, bunun aşı ile ilgili yapılan değerlendirmelere de yansıdığını özellikle vurgulamıştık...

Yani, aşıların etkileri konusunda ABD/Almanya, Rusya ve Çin mahreçli çeşitli bilimsel değerlendirmeler olsa da, otorite olarak kabul edilebilecek 'uluslararası bağımsız bir bilimsel heyet' ortada yoktur. Yapılan değerlendirmeler, bir kim tarafından yapıldığına bağlı olarak her zaman siyasi ve iktisadi tercihler tarafından etkilenebilmekte, hatta belirli bir tercihin yapılmasına yönelik olabilmektedir...

Bir örnek verelim: Dünyanın en etkili ilaç ve gıda denetim kurumlarından biri ABD'nin FDA adlı kurumudur. Bu kurum, gerekli deneme süreçlerinden geçmiş ilaçların piyasaya sürülmesi konusunda ayrıntılı incelemeler yaptırır ve verilen raporlara dayanarak ilaçların satışa sunulup sunulamayacağına karar verir... Ne var ki, bu raporlar sonucu satışa çıkan bir çok ilaç daha sonra öngörülmemiş olan yan etkiler nedeniyle toplatılmıştır. FDA'nın emekli olan bir çok başkanı ve yönetim kurulu üyesinin görevden ayrılmalarının hemen ardından büyük ilaç şirketlerinin yönetim kurullarında yer almış olmaları gerçeği, FDA ile ilaç şirketleri arasındaki ilişkilerin onay süreçleri üzerindeki etkisini tartışmaya açık hale getirmiş bulunmaktadır.

***

Şunu da belirtelim: Eğer dünyada TTB'nin sözünü ettiği türden bir 'heyet' olsaydı, bu ancak BM bünyesi içinde faaliyet gösteren Dünya Sağlık Örgütü bünyesi içinde oluşturulabilirdi...

Ne var ki, DSÖ'nün yaptığı değerlendirmeler de daha işin başında ABD tarafından beğenilmedi ve 'bilimsel' bulunmadı...

Dahası, ABD Başkanı Trump, örgütü 'ABD'ye karşı Çin'le işbirliği yapmak'la suçlayarak örgütten ayrıldı.

***

Sonuç olarak TTB'nin yaşanan uluslararası 'aşı savaşları'nda taraf tutmak gibi bir lüksü yoktur ve olmamalıdır...

Eğer TTB adına mevcut aşıların etkinliği konusunda bir değerlendirme yapılacaksa, bu değerlendirme 'uluslararası bilimsel bağımsız heyet' olarak nitelenen'sanal' bir heyetin görüşlerine değil, Birliğin kendi içindeki uzmanların görüşlerine dayandırılmalı, o uzmanlar arasında farklı görüşler varsa bunlar da o çalışmada yer almalıdır...

Bu konu üzerinde ısrarla duruyoruz, çünkü ülkemizin sağlık kuruluşlarının ve değer verdiğimiz bir kurum olan TTB'nin, belirtileri giderek artan aşı savaşından etkilenmemesi ve tüm tarafların görüşlerini almadan tercihleri yönlendirmemesi gerektiğini düşünüyoruz.

***

Bu arada aşı konusunda uluslararası ölçekte yaşanan sorunların yalnızca 'hangi aşı daha etkili' sorunuyla sınırlı olmadığını da belirtelim...

Dünya Sağlık Örgütü Başkanı Tedros Adhanom Ghebreyesus, geçtiğimiz günlerde 'aşı milliyetçiliği' adını verdiği bir soruna dikkat çekti... Ghebreyesus, konuya ilişkin açıklamasında Covid-19'a karşı 49 yüksek gelirli ülkede 39 milyon doz aşı yapıldığını, en düşük gelirli ülkelerden birine ise sadece 25 doz aşı verilebildiğini belirtti ve ardından, 'feci bir ahlaki başarısızlığın eşiğinde olunduğu' nu söyledi...

Bu tür bir olayın ortaya çıkacağı daha en başından tahmin edilmekteydi ve muhtemel 'aşı savaşları'nın olumsuz sonuçlarını önlemek amacıyla geçen yıl DSÖ çatısı altında COVAX adı altında küresel bir mekanizma oluşturulmuştu... Ancak gelinen noktada COVAX'ın da bu sorunu önleme konusunda yeterli olamadığı görülüyor.

***

Evet, yazımızın başlığında da belirttiğimiz gibi bu kavga kolay kolay biteceğe benzemiyor!