Uysal kedi misali…

Biraz pışpışla,

Başlıyor mışıl mışıl uyumaya.

Art arda gelen yüksek oranlı zamlardan sonra ''Ne bu kardeşim'' yollu sızlanmalar kış uykusuna yatınca, yerini daha ılımlı söylenmeler aldı:

''Pahalıca ama ne yaparsın?''

''O zaman 2 kilo değil de yarım kilo ver bari''

''Avrupa ülkelerinde de fiyatlar el yakıyormuş''

Yeni yılda zamlı maaşlarda düzenlemeye gidilecek ya.

Uysal kedi halleri o yüzden…

Kafalarda sorular, düşlerde pembe balonlar…

''Acaba ne verirler?''

''Seçimler de yaklaşıyor. Kesenin ağzını açarlar herhalde.''

Hoş kesenin ağzı açılsa ne olacak ki?

Gerçek enflasyon, açıklananın iki katı.

Kaşık gittikçe küçülüyor…

Kepçe ise büyüdükçe büyüyor.

Haksızlık etmeyelim hayat pahalılığı, yaşamın çekilmez hale geldiği yolunda muhalif kanattan hemen her gün birkaç açıklama geliyor.

Ancak bu açıklamalar, iktidar yanlısı medya organlarında yer bulamayınca etkili olmaktan uzak kalıyor, buza atılmış imza gibi eriyip gidiyor.

Oysa demokrasi çok sesli bir rejim.

Her sese kulak vermek,

Dengeleri gözetmek gerek…

Denge deyince aklımıza geldi…

Bir fıkrayla dengeleyelim biz de:

''Çocukları uçakla bir şehirden, bir başka şehre götürüyorlarmış.
Çocuklar oynuyor ve uçağın dengesini bozuyorlarmış.
Kaptan, hostesi çağırmış ve disiplini sağlamasını istemiş.

Bir süre sonra uçakta gürültüden eser kalmamış.

Kaptan merak etmiş ve hostese sorunu nasıl çözdüğünü sormuş
Hostes, gülerek yanıtlamış:

''Uçağın kapısını açtım. 'Çocuklar çıkın bahçede oynayın'
dedim.