Yalanlara alışık bir topumuz…

Saflığımızdan mı, yoksa daha çocuk yaşlarda çokça duymaya başladığımızdan mı bilinmez…

Örneğin, uzatılan lokmayı yememek için direnen, direnirken de annesinin ‘’yemezsen burnun büyür‘’ sözlerini anımsayıp, kontrol için elini burnuna götürmeyen bir çocuk var mıdır?

İşte, ‘’Yemezsen burnun büyür’’ uyarısı, belki de duyduğumuz ilk yalandır.

Annelerin, küçük yaştaki çocuklarının aç kalıp da hastalanmamaları için başvurduğu ‘’masum bir yalandan’’ başka bir şey değildir o sözler..

‘’Beyaz yalan’’ diye adlandırılan bir kandırmaca.

Hemen herkesin yaşamı boyunca bir ya da birkaç kez başvurmak zorunda kaldığı bir yalan.

İşte birkaç örnek:

-Bayağı kilo vermişsin: Genelde bu yalanı söylemeye insan zaten mecbur bırakılır. “Nasıl kilo vermiş miyim?” diye soran bir arkadaşa ‘’hayır” cevabı verildiği görülmemiştir.

   - Bir ara görüşelim: O ara asla gelmez, bunun yalan bir dilek olduğunu iki taraf da bilir.

   -Kırk derece ateşle yatıyorum: işten kaytarmak için en sık kullanılan yalandır.

   -Trafik yüzünden geciktim: Randevuya her tür gecikmede kullanılabilecek bir yalandır.

   - Fazla kilodan yakınan dostlara: Bu elbise seni oldukça zayıf gösterdi: Çizgili elbise seni uzun göstermiş.

   - Aile içi bir sorun vardı: Bir sonraki sorunun önünü kesen etkili bir bahanedir.

   -Beş dakika sonra oradayım: Söyleyen de dinleyen de bilir o geliş süresinin beş dakika olmayacağını. Ama ‘’tamam, bekliyorum’’ dur karşılığı.

  -Doktora gidiyoruz: Anne ve babaların çocuklara söylediği yalanların başında gelir. Gece vakti, babanın smokinle, annenin de şık giysiler içinde pırlanta taşlı küpeleri, bilezikleri takıp hastaneye gideceklerini söylemeleri de masum bir yalandır.

Masumluğu konusunda kuşku yok ama artık bu yalanı çocuklar bile yutmuyor.

Bir de masumiyetten kilometrelerce uzak yalanlar var.

‘’Cek’’li, ‘’cak’’lı…

Boş vaatlerden oluşan yalanlar…

‘’Doktor’’ yalanını yutmayan çocuklar, büyüklerin de gözünü açtı….

Bu ikincisini onlar da de pek yutmuyor artık…