Akşam haberlerinin sonuna doğru, göğsümdeki ağrı dayanılmaz hale gelince, “ben biraz dinleneyim” diyerek, yatağa uzandım.
Karısını kasap bıçağı ile delik deşik eden koca,
Gürültü yapıyor diye komşusunu hastanelik eden adam,
Kocasından yediği rutin dayak yüzünden asfaltın bir kenarına yığılmış orta yaşlardaki kadın,
Selamını almadığı gerekçesiyle yoldan geçen masum insanı kurşun yağmuruna tutarak öldüren pişkin cani…
Dehşete düşüren, kan donduran olaylar
Sonu gelmeyecekmiş gibi…
İzledikçe, fenalaştım, gücüm tükendi kendimi yatağa zor attım.
Beş dakika, on dakika…
Baktım ki geçeceği yok, “ha gayret’’ deyip yeniden salona döndüm….
Ev halkının suratı bir karış…
Belli ki yokluğumda daralıp bir başka kanala geçmişler.
Ekonomi haberlerinin ağırlıklı olduğu bir kanala…
Kulak kabartayım dedim,
Demez olaydım….
Ekrandaki yetkili şahsın, geleceğe dair umut vaat etmesi, bolluk bereketten söz etmesi, arada bir de “sabır’’ demesi göğsümdeki ağrının daha da şiddetlenmesine, kolumdaki uyuşmanın da çok daha yoğunlaşmasına yol açtı.
Gerçeği sabahın köründe hastane odasında doktorların gerekli operasyona hazırlandıkları sırada öğrendim.
Meğer şiddetli bir kalp krizi geçiriyormuşum….
Eee.. Bu kadar sinir,
Bu kadar stres…
Damarlar tıka basa…
Buna kalp mi dayanır
Uzatmayalım,
Başaralı bir operasyonun ardından geri döndüm…
Öte tarafın kıyısından…
Artık haberler bölümünü pas geçiyorum…
Bu bypass da bendenizden
Neyse fazla uzatmayalım…
Yeniden merhaba…