Son günlerde yaşanan şarbon olayları medyanın geniş ilgisini çekti...

Ne var ki, bu olayın arkasında yatan gerçekler üzerinde durulmadı...

Gerçekleri dile getirenlerin sesleri ise hiç duyulmadı.

***

Örneğin...

Konu, aralarında Ankara Tabip Odası, Gıda Mühendisleri Odası ve Veteriner Hekimler Odası Başkanlarının da bulunduğu basına açık bir toplantıda ele alındı...

Toplantıda dile getirilen gerçekler gazetemiz Başkent dışında hemen hiçbir yayın organında yer bulmadı...

Yine bu konu ile ilgili olarak Türkiye Ziraatçılar Derneği Genel Başkanı Hüseyin Demirtaş, konunun tarım ve hayvancılıktaki ithalat politikaları ile bağlantısını kuran ilginç bir basın açıklaması yaptı...

O da medyanın ilgisini çekmedi.

***

Neydi bu gerçekler?..

Ankara Tabip Odası Başkanı Dr. Vedat Bulut, sözünü ettiğimiz toplantıda 'Yaşanan şarbon sorununun temel nedenlerinden biri yerli hayvancılığı ithalatçı rejime kurban etmekse, diğeri koruyucu hekimliği ve sağlık memurlarını sahadan çekmiş olmamızdır. Kısaca 'Neoliberal kapitalist politikalar bir halk sağlığı sorunudur.' dedikten sonra şöyle devam etmişti:

'Uygulanan politikalardan sonra sağlık ocakları ve sahada görev yapan veteriner hekimler özellikle Kurban Bayramı öncesinde yoğun koruyucu hekimlik faaliyetleri yürütmekteydi. Hayvan ürünlerinin kaynağı yerli üretimdi. Kontrolleri bir hassasiyet içerisinde yapılırdı. Ancak artık koruyucu hekimliği ve sağlık memurlarını sahadan çektik ve bu tür sorunlar yaşamaya başladık'.

Dr. Bulut'un konuşmasında olayın hikayesi de vardı...

'Kurban Bayramı'nda satılmak üzere Türkiye'nin Brezilya'dan ithal ettiği 25 bin sığır 17 günlük yolculuk sonrasında Mersin Limanı'na indirilmiştir. Hayvan hakları savunucuları ve Mersin'deki gazetecilerin ve siyasi parti temsilcilerinin öneri ve uyarılarına kulak tıkanmıştır. Bu gemi karantinaya alınmadan veya limanda oluşturulacak bir fiziksel mekanda muayeneleri ve bu inceleme sonrasında çiftliklere dağıtımları yapılması gerekirken, bu yapılmamıştır. Mersin Barosu suç duyurusunda bulunmasına rağmen işlem devam ettirilmiştir. TBMM'de verilen soru önergelerine yanıt verilmemiştir. Bu büyükbaş hayvanlar, yeddiemine teslim etmiştir. Brezilya'dan ithal edilen 3 bin 959 büyükbaş hayvan Kurban Bayramı için bekletilirken ilk etapta 50 hayvanın ani ölümü nedeniyle Gölbaşı İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü'ne bağlı resmi veteriner hekimler tarafından hayvanlardan alınan örneklerde şarbon hastalığı belirlenmiş, bölge karantinaya alınmıştır.'

***

TZD Genel Başkanı Hüseyin Demirtaş ise yaptığı açıklamada ithalat politikalarının yarattığı kısır döngüye dikkat çekerken şunları söylemişti:

'Ülkemizde üretilen karkas dana etinin maliyetinin yaklaşık yüzde 60'ını yem giderleri oluşturuyor... Yem fiyatlarındaki artış et fiyatlarına yansıdığı için bu soruna çözüm aranırken akla gelen ilk çare ithalatı artırmak oluyor. Çeşitli ithalat teşvikleri istenen sonucu vermeyince son olarak gümrüklerin 'sıfırlanması' yoluna gidiliyor. Bu da ülkemiz besicilerini haksız rekabet karşısında bırakırken Türkiye'ye canlı hayvan ihraç eden ülkelerin besicilerine verilen dolaylı bir teşvik oluyor.'

Demirtaş, sözünü ettiği 'dolaylı teşvik' konusunda şu örneği verdi:

'Bilindiği gibi 2018 yılında tarıma bütçeden ayrılan destek miktarı 14.5 milyar lira olarak belirlenmiştir. Buna karşılık yalnızca yılın ilk yarısında yapılan bitki, canlı hayvan ve kırmızı et ithalatına ödediğimiz miktar 15.4 milyar TL'dir. İthalattaki artışa rağmen et fiyatları düşürülememiştir, çünkü temelde et fiyatlarını yerli üretim belirlemektedir. İhracatı yapanlar baz olarak bu fiyatları alıyor ve fiyatlarda geçici olarak yalnızca yerli üreticileri safdışı edecek ölçüde indirim yapıyorlar. O nedenle ihalatçıların canlı sığırın kilosuna ödedikleri miktar sıfır gümrüklü ithalatın başladığı yıl olan 2010'da 6.35 TL iken, bu yıl bu yüzde 135 artışla 14.92 TL'ye ulaşmış bulunmaktadır.'

***

Şarbon olayına ilişkin verdiğimiz örnekler başka bir çok olay için de geçerli...

'Yüzeysellik', bilgiye erişimin kolaylaştığı ama bilgilerin bir bağlam içinde ele alınmadığı çağımızın en önemli hastalıklarından biri haline gelmiş durumda...

Bu hastalık belki de şarbondan daha tehlikeli!