Önceki yazımızda “Türkiye’nin Meksika ve Kolombiya gibi bir sürece girdiği”ni söyleyen organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in “Kriminal gruplar oluşturan Afgan ve Suriyeliler’in 6-7 sene sonra Türk gruplarının ciddi bir bölümünü piyasadan sileceği” şeklindeki “kehanetinden” söz etmiş...

Bu mültecilerin tersine, geçmişte Osmanlı topraklarına sığınmış, kimi subay kimi mühendis kimi yazar ve ozan olarak ün yapmış mültecilerin birikimlerini Osmanlı toplumunun hizmetine sunarak Türk aydınlanmasına büyük katkılar yaptıklarını söylemiştik...

Örnek olarak da 1800’lü yıllarda Çarlık Rusyası’nın sömürgeci politikalarına karşı ayaklanan ve yenilgiye uğradıktan sonra Osmanlı devletine sığınan Polonyalı mültecileri göstermiştik.

***

2018 yılında Polonya Cumhuriyeti’nin Ankara Büyükelçiliği tarafından XIX. Yüzyılda Osmanlı ordusunda görev yapmış Polonyalı askerlerle ilgili uzun bir liste yayınlandı. Hemen tamamı Polonya özgürlük savaşına katıldıktan sonra Osmanlı devletine sığınan ve burada Müslüman olan bu askerlerin bir bölümünü burada hatırlatmak isteriz:

-Abdülkerim Paşa: Polonya kökenli Türk generali. 1877 Türk-Rus savaşında Şumnu Kolordusunun komutanı.

-Murad Paşa (Jozef Bem): Polonya ordusunun en ünlü askerlerinden biri. Osmanlının Halep Valisi.

-Nihad Paşa (Sewerin Bielinski): Tümgeneral Abdülkerim Paşa kolordusunun kurmay başkanı.

-Mustafa Celaleddin Paşa (Konstanty Borzeçki): Türk Genelkurmayı Topoğrafya Bölümü Başkanı.Türklerin tarihini anlatan “Eski ve Modern Türkler” başlıklı kitabı hâlâ değerini koruyor.

-Şahin Paşa (Felix Klemens Breanski): Anadolu Ordusunun Kurmay Başkan Yardımcısı. Dışişleri Nazırı Danışmanı.

-Arslan Paşa ((Ludwik Bystrzonowski): Kars Savaşına katılmış Paris’te askeri ataşe.

-Mehmed Sadık Paşa (Michal Czajkowski): Türk Ordusu generali.

-Muzaffer Paşa (Wladislaw  Czajkowski)Sultan Abdülaziz’in yaveri, Harp Okulunda hocalak ve Lübnan Valiliği yapmış.

-Mahmud Hamdi Paşa ( Fischel Freund): Osmanlı ordusunda en yüksek rütbe olan Müşirliğe ulaşmış, 2. Mahmud türbesine gömülmüş.

***

Bu isimler yalnızca Polonya kökenli Müslüman olmuş ve Osmanlı ordusunda görev yapmış olan bazı “mülteci” askerlerin isimleri...

Bu kadar ünlü olmayan ve askerlik dışı işler yaparak topluma katkıda bulunan daha binlerce Polonyalı var...

Bu kişilerin asker, bilim insanı, yazar, diplomat, şair olarak topluma hizmet etmiş çocuk ve torunlarının listesini vermeye kalksak bu gazetenin sayfaları yetmez.

***

Peki bu durum yalnızca Osmanlı döneminde mi yaşandı?..

Hayır; Cumhuriyet döneminde de Türkiye Alman faşizminden kaçan özgürlükçü bilim insanlarının sığınağı oldu...

İşte size yüzlerce kişi arasından seçtiğimiz birkaç örnek:

- Albert Malche: Cenevre’li pedagoji profesörü ve siyaset bilimci. Mustafa Kemal Atatürk tarafından Türk üniversitelerinde reform önerileri yapmak üzere görevlendirildi. Almanya’daki Nazi rejimi nedeniyle göç etmek zorunda kalan tanınmış bilim insanlarının Türkiye’ye getirilmesinde önemli rol oynadı.

- Prof. Ernst Reuter:1935–1946 arasında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinde yerel politika ve şehir planlaması profesörü olarak görev yaptı ve Şehir Planlaması Enstitüsünün kurulmasında yer aldı.

-Prof. Ernst E. Hirsch:1933’den sonra İstanbul ve daha sonra Ankara Üniversitesinde ticaret hukuku, hukuk sosyolojisi ve hukuk felsefesi profesörü olarak görev yaptı.

-Prof. Gerhard Kessler:1933–1951 arasında İstanbul Üniversitesinde ekonomi politikası dalında profesör olarak görev yaptı.

-Prof. Fritz Neumark:1933–1951 arasında İstanbul Üniversitesinde ekonomi politikası alanında profesör olarak görev yaptı ve aynı alanda Türk Hükümetinin de danışmanıydı.

-Prof. Alexander Rüstow:1933–1949 arasında İstanbul Üniversitesinde ekonomi tarihi ve ekonomi coğrafyası profesörü olarak görev yaptı.

- Prof. Paul Hindemith:1935–1937 arasında 4 kez Türkiye’ye geldi ve Ankara’da bir devlet konservatuarı kurulması ve Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasının yenilenmesi için öneriler hazırladı.

-Carl Ebert:1936’da tiyatro okullarının kurulmasına yönelik çalışmaları yürüttü ve devlet konservatuarında öğretim görevlisi oldu.

- Eduard Zuckmayer:1936’dan itibaren P. Hindemith ve C. Ebert ile birlikte Ankara Devlet Konservatuarını kurdu ve yönetti. Zuckmayer, vefat ettiği 2 Temmuz 1972 tarihine kadar Ankara’da kalarak üniversitede öğretim görevlisi, konser piyanisti, orkestra şefi ve Türk Hükümetinin danışmanı olarak görev yaptı.

***

Peki, neden Suriyeli ve Afgan mülteciler arasından böyle isimler değil de “kriminal gruplar” oluşturan, toplumun dokusunu geliştirip güçlendirmek yerine bozan ve dağıtan isimler çıkıyor?..

Ve neden bu mülteciler bizim yenilgiyle sonuçlanmış kanlı savaşlardan sonra anavatan topraklarına göç etmek zorunda bırakılmış “muhacir ve mübadillerimiz”den farklı bir şekilde davranıyor?..

Cevabı bir sonraki yazımızda...

(Devam edecek)