Hamas’ın İsrail’e karşı başlattığı ani ve bir hayli etkili olduğu anlaşılan askeri saldırı farklı tepkilere yol açtı...

Bu tepkilerin bir kısmı zıt yönde olsa da oldukça kararlıydı...

ABD ve “Batılı” ülkeler ağız birliği etmişçesine İsrail’e yapılan saldırıyı en sert biçimde kınarken Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, İngiltere Başbakanı Rishi Sunak, Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Charles Michel, AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, neredeyse aynı sözcüklerle olayı bir “terör saldırısı” olarak nitelediler.

***

Hamas’ın yürüttüğü operasyonu net bir şekilde destekleyen tek devlet İran oldu. İran Dini Lideri Ali Hamaney'in danışmanı Rahim Safavi, saldırıdan sonra "Filistinlilerin saldırılarını desteklediğini" açıkladı ve "Filistinli savaşçıları kutluyoruz. Filistin ve Kudüs'ün kurtuluşuna kadar Filistinli savaşçıların yanında olacağız" açıklamasını yaptı...

Bu da son derece doğaldı, çünkü son dönemde Ortadoğu’da “Doğu-Batı çelişmesi”nin yarattığı iki kutup başından birinde İsrail, diğerinde ise İran yer almaktaydı. Öyle görünüyor ki, Hamas saldırısının bu kadar güçlü olmasında İran’ın Hamas’a yaptığı mali ve askeri destek önemli bir rol oynamıştı...

İsrail’in üzerine yağan roket yağmurunun yanı sıra harekatta İHA’ların da kullanılmış olması, Nahel Oz’de İsrail Ordusuna ait askeri üssün ele geçirilerek çok sayıda tank ve zırhlı araca el konulması, aralarında Gazze bölgesi askeri komutanı olan bir generalin de bulunduğu çok sayıda askerin esir alınması bunu kanıtlamaktaydı. Öyle ki İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, aynı zamanda bir zayıflık işareti olarak da kabul edilebilecek bir video mesaj paylaşarak “Bir operasyonda değil savaştayız” ifadesini kullanmak zorunda kaldı.

***

Bu koşullarda operasyonu yürüten Hamas’ın Lubnan siyasetinde etkili bir rol oynayan İran yanlısı Hizbullah’a yaptığı destek ve dayanışma çağrısının önümüzdeki günlerde etkili olması ve Arap dünyasında Suudi Arabistan ve Mısır gibi ABD yanlısı olmakla birlikte son zamanlarda İran ile de ilişkilerini geliştiren ülkeleri “iki arada bir derede” bırakması şaşırtıcı olmayacaktır...

Bilindiği gibi bu ülkelerin yönetimleri bir yandan geleneksel ABD yanlısı tutumlarını sürdürürken diğer yandan İran karşısında yürüttükleri sert politikaları bir ölçüde yumuşatmışlardı... Bu yumuşamada son zamanlarda Ortadoğu’da politik bir güç oluşturan Çin de önemli bir rol oynamıştı...

Şimdi Hamas’a destek verseler İran’ın destekçisi durumuna düşecekler, Hamas’ı kınasalar bu kez Arap dünyasındaki itibarlarını yitirecekler.

***

Hamas operasyonunun zor durumda bırakacağı ülkelerden biri de Türkiye...

Bilindiği gibi Cumhurbaşkanı Erdoğan 2009 yılında yapılan Davos toplantısında dönemin İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Perez karşısında yalnız Türkiye içinde değil Arap dünyasında da etkili olan “one minute” çıkışını yaparak İsrail karşıtlığı açısından Arap dünyası liderlerinin önüne geçmiş ve büyük bir prestij kazanmıştı. Erdoğan’ın bu tavrına en güçlü destek Hamas’tan gelmişti. Ne var ki bu çıkış Türkiye ile İsrail arasındaki geleneksel dostane ilişkiler üzerinde fazla etki yaratmamış, özellikle Suriye savaşından sonra Türkiye-İsrail ilişkileri oldukça yumuşamıştı...

Son çatışmanın ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, operasyona ilişkin yaptığı açıklamada "Türkiye olarak bu sabah İsrail'deki hadiseler ışığında tarafları itidalle hareket etmeye, gerilimi tırmandıracak fevri adımlardan uzak durmaya çağırıyoruz" dedi. Bu açıklama büyük ihtimalle ülke içindeki “İslamcı” akımlar arasında hayal kırıklığı yaratacaktır. Nitekim,Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan son gelişmeler üzerine, “‘İsrail laftan değil güçten anlar’ diyen merhum Erbakan hocamızı bir kez daha anıyoruz” derken, ABD yanlısı tutumuyla bilinen Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu: "İslam Dünyası tarafından sahipsiz bırakılan Filistinli kardeşlerimizin haklı direnişini dün olduğu gibi bugün de destekliyorum” ifadesini kullandı.  CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da bu fırsatı değerlendirdi ve savaşa karşı çıkmakla birlikte geleneksel Batı yanlısı tutumunun aksine "Filistin öteden beri hak arayan bir ülkedir. Filistin halkının her zaman yanındayız” dedi.

(Devam edecek)