Geçen yazımızda, ABD başkanlık seçimlerini Biden'ın kazanmasının Kürtler ve Ermeniler adına hareket ettiklerini söyleyen siyasi hareketlerin temsilcileri arasında yarattığı sevince değinirken bu örgütlerin ortaya çıktıkları günden itibaren dünyayı yöneten büyük güçlerin desteğiyle devlet kurma hayalleri peşinde koştuğunu, bunun için de emperyalist ülkeleri her fırsatta müdahaleci ve saldırgan politikalar izlemeye çağırdıklarını belirtmiştik...
Sözünü ettiğimiz örgütler, Trump'ın görüşlerinden endişeliydiler, çünkü Trump, Türkiye'yi karşısına almamak için Obama döneminde başlayan ABD- PKK/PYD flörtüne sıcak bakmıyor, Suriye'den asker çekmeyi planlıyor, Rusya'yı Çin'e karşı yürüttüğü mücadelede yanına çekebilmek için Ermeni yöneticilerin ABD'yi Rusya ile karşı karşıya getirecek politikalarından rahatsız oluyordu...
Bir önceki yazımızda Trump'ın bu düşüncelerinin ABD içindeki Pentagon, CIA, FBI gibi ABD'nin tüm dünyada askeri gücünü artırmasını ve Rusya'yı kuşatarak geriletmesini savunan kurumları dehşete düşürdüğünü söylemiş ve 'Bu düşünceler karşısında dehşete düşen bir başka güç de tüm umutlarını ABD ordusuna bağlamış olan PKK/PYD ve Barzani örgütleriydi' demiştik.
***
Gerçi Trump, Suriye'nin kuzeyinde PKK/PYD'yi Türkiye'ye karşı kolluyordu...
Ama bunu Türkiye'yi rahatsız edecek bir Kürt devletine ön ayak olmaktan çok o bölgedeki üslerin ve petrol kuyularının korunmasında PYD'yi kullanmak amacıyla yapıyordu...
PYD yöneticilerinin ABD Başkanlık seçimlerini Biden'ın kazanmasını büyük bir sevinçle karşılamalarının nedeni budur.
***
Üç gün önce PKK'nın Suriye kolu YPG'nin omurgasını oluşturduğu SDG'nin başındaki isim Mazlum Abdi'nin, Arapça yayın yapan Şarkul Avsat gazetesine bir açıklama yaptı...
Abdi, açıklamasında, Joe Biden'dan ABD'nin Ortadoğu'daki etkisini artırmasını istedi...
Yani dolaylı olarak Trump'ı Biden'a şikayet etti.
***
Öte yandan Kürt siyasi çevrelerinde Biden'a duyulan sempati o kadar yoğunlaştı ki, bazı çevreler Biden'ın atalarının aslında Kürt olduğunu savunmaya başladılar...
Bu söylentiyi ilk olarak Kürt kökenli eski AKP milletvekili Orhan Miroğlu bir sosyal medya mesajıyla duyurdu... Miroğlu mesajında, 'Birileri diyormuş ki, Biden'ın gerçek ismi Cımoyê Bahattîn Ağa imiş! Erivan'dan ABD'ye göç etmiş bir Kürt aileden geliyormuş ve aslen Bıruki aşiretindenmiş!' ifadesini kullandı...
Hemen ardından Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetiminin Başkanı Barzani'ye yakınlığıyla tanınan haber portalı Rudaw, 'Joe Biden Kürt mü' başlıklı bir haberle Miroğlu'nun mesajına gönderme yaptı. Rudaw'daki haberde, ABD Başkanı Biden'in senatör ve başkan yardımcısı olduğu dönemde Kuzey Irak Bölgesel Kürt yönetimini ziyaret ettiği, Saddam Hüseyin'in devrilmesinin ardından 2003 yılında Erbil'deki yerel Meclis'te bir konuşma yaparak 'Biz buraya Kürtlerin tek dostu dağlar değildir demeye geldik' dediği ve 2015'de Münih Güvenlik Konferansı'nda Barzani'yi kucakladığı vurgulandı.
***
İnsan bu tabloya bakınca ister istemez, Birinci Dünya Savaşı öncesinde Alman istihbarat örgütlerinin ve Almanya'ya yanaşmış yerli çevrelerin Alman İmparatoru Wilhelm'e duyulan hayranlığı körüklemek için yaydıkları söylentileri hatırlıyor...
O dönemde Kayzer Wilhelm'in İstanbul'a yapacağı ziyaret öncesinde sözünü ettiğimiz çevreler Willhelm'in aslında gizli bir Müslüman olduğunu, özel yaşamında 'Hacı Wilhelm Muhammet' adını kullandığını, İstanbul üzerinden Filistin ve Suriye'ye yapacağı ziyaretin asıl amacının gizli bir kimlikle Mekke'ye giderek hac vazifesini yerine getirmek olduğunu yaymış ve oldukça geniş bir kitleyi bu söylentilere inandırmıştı!..
Yazımıza bir 'özdeyiş'le son verelim: 'Az gittik, uz gittik, dere tepe düz gittik; bir de baktık ki bir arpa boyu yol gitmişiz'
(Devam edecek)