Önceki yazılarımızda anayasaların gücünü içindeki sözcüklerden çok oluştukları dönemin siyasi, ekonomik ve sosyal ortamına uyum sağlamalarından, onları ifade etmelerinden aldıklarını belirtmiş...
Bu açıdan 1921 anayasasının Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın somut koşullarının ürünü olduğunu, içinde barındırdığı çelişkilerin o değişim sürecini yansıttığını, 1924 Anayasası ve onun gelişim süreci içinde çıkarılan diğer önemli kanunların 1921 anayasasının alternatifleri değil tamamlayıcı parçaları olduğunu sözlerimize eklemiştik...
O nedenle, içinde yaşadığımız dönemde 1921 Anayasasına yapılan göndermeler, o anayasanın oluştuğu dönemin koşulları bilinmediği sürece bir anlam taşımayacaktır.
***
Son yazımızda üzerinde durduğumuz bir diğer husus da sözü edilen koşulların anlaşılması açısından, dönemin önde gelen düşünür ve siyasetçilerinden Mahmut Esat Bozkurt'un yazmış olduğu 'Atatürk İhtilali' adlı kitabın taşıdığı önemdi...
Bozkurt, yaşanan sürecin yalnız tanığı değil, aynı zamanda en etkin kişiliklerinden biriydi...
Kitabı da Atatürk'ün talimatıyla hazırlamıştı.
***
Bozkurt, 1919'dan 1921 ve 1924 anayasalarına, oradan da 1928 ve 1937 yıllarında anayasa ve yasalarda yapılan önemli değişiklikleri 'Anadolu İhtilali'nin geçirdiği evrim açısından yorumlamaktadır...
Ona göre Anadolu İhtilali'nin devindirici gücü millettir, ve anayasa, vatan, özgürlük gibi kavramlar ancak milletin yaptırım gücüyle ayakta tutulabilir. 'Tesadüfi' bazı olayların tetiklediği gelişmeler, bu gücün harekete geçmesiyle ihtilale dönüşmekte, böylece ekonomik ve toplumsal değişimlerin gerçekleşmesini sağlamaktadır...
Bozkurt, kitabında bu konuda dünyadan çeşitli örnekler verdikten sonra şöyle devam eder: '(1919'dan başlayıp Cumhuriyet'in kuruluş dönemini kapsayan- E.G.) Son Türk ihtilalini ele alırsak, aynı prensibin hakim olduğunu görmekte zorluk çekmeyiz. Bağımsızlık savaşları tesadüfi bir olaydır, ki bunu, esasen anlamını bitirmiş olan hilafet ve onun gereği olan bütün kurumlar -ekonomik, sosyal, siyasal- bir ihtilal vuruşla yerlerini yenilerine bıraktılar. Bu bir zorunluluktu. Ekonomik, sosyal, siyasal Türk durumu bunu gerektiriyordu. O kadar ki, kurtuluş savaşları olmasaydı bile, bu değişiklik yine olacaktı.'
***
Bozkurt, kitabının devamında dünyadaki çeşitli ihtilallerden bu görüşünü destekleyen örnekler verir, '1919 Türk ihtilali'nin bu durumun örneklerinden biri olduğunu söyler ve bu ihtilalin prensiplerini şöyle sıralar:
Ulus egemenliği (kayıtsız ve şartsız), Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Halkçılık, Devletçilik, Laiklik, İnkılapçılık'...
Bozkurt'a göre, 'Eskinin yerini alan yeni sosyal ve ekonomik kurumlar, manevi ve maddi bakımdan milletin refah ve saadetini ne kadar yükseltmiş ise o kadar ileridir. Mevcuda nispetle daha geri bir duruma koymuş ise geridir'.
***
Bu açıklamaların ardından, Bozkurt, 'Bir millet geri gidebilir mi?' sorusunu sorar...
Ve şu cevabı verir: 'Egemenlik haklarına dayanarak bir milletin geri gitme hakkı yoktur. Çünkü geriler, ilerilere nispetle birer kötülüktürler. Hayat gerilerde değil, ilerilerdedir... Bir millet 'öleceğim' diyemez.'
Ardından düşünce silsilesini şöyle tamamlar: 'İleri sürdüğümüz teze göre, Cumhuriyetten hilafete, saltanata, krallığa inmek şöyle dursun, meşrutiyete bile dönmek, bir milletin hakkı olamaz. Çünkü böyle bir durumda millet kendi egemenliğinden kısmen olsun feragat etmektedir.'
***
Görüldüğü gibi, Bozkurt'un Mustafa Kemal Atatürk önderliğindeki Anadolu Devrimi'nin önder kadrosunun düşüncelerini yansıtan tezleri, 'millet iradesi'ni soyut bir kavram olarak değil, 'tarihin gelişmesine hizmet eden bir güç' olarak yorumlamaktadır...
Dolayısıyla, millet, bu gücünün farkına vardığı ve onun gereklerini yerine getirdiği ölçüde tarihsel misyonuna layık olmaktadır. Aksi durumda ise varlık nedenini yitirmekte ve yok olma sürecine girmektedir...
Bozkurt, sözlerini şöyle tamamlar: 'Bir neslin gelecek nesiller üzerinde kötülüğe doğru tasarruf hakkı nasıl kabul edilebilir? Bir nesil, gelecek nesiller üzerinde fenalığa doğru nasıl hükmedebilir? Nasıl olur da bir nesil, gelecek nesillere bir esaret mirası bırakabilir?'
(Devam edecek)