ABD ekonomisinin kurtarılamayacak kadar çökmüş olduğu, Donald Trump’ın hesapsız kitapsız ülkelere getirdiği ek gümrük vergilerinin kendi ekonomisini daha da bozacağını görerek kararını 90 gün ertelemesi ile iyice su yüzüne çıktı. Alınan kararlar sonrası ABD borsalarındaki milyar dolarlık kayıpları, teknoloji devlerinin hatırı sayılır kayıpları izledi.
ABD’nin küresel ticaret savaşları ile ekonomisini düzeltmesi mümkün görünmüyor. ABD bu çöküntüden en az zararla çıkmaya çalışırken, dünyanın birçok ülkesine koyduğu vergilerle onları da kendi yanına çekerek ekonomilerini dibe uğratmak istiyor.
Peki bundan sonrası için ne planlanıyor, ekonomideki gelişmeler neler olabilir?
Bugün yaşadığımız yaşanan küresel krizler, ticaret anlaşmazlıkları, pandemi gibi olayların küresel ekonomileri derinden etkilemesi ve bu etkilerin birçok ülkenin ekonomik performansında hissedilir hale gelmesidir. Dolayısıyla bu gelişmeler, dünya genelindeki tüm bireyleri, işletmeleri ve hükümetleri etkilemeyi sürdürüyor.
Yaşanılanlar aslında1929 yılındaki ekonomik buhranı ve ardından gelen II. Dünya Savaşı ile ülke ekonomilerinin dibe vurduğu döneme doğru bir gidişi gösteriyor. I. ve II. Dünya Savaşları sonrası tüm dünya yoksulluk ve sefalet ile uğraşmış, ekonomisi bozulan devletlerin karşısına reçete olarak 1944 yılında Bretton Woods sistemi çıkmıştı.
Bugünkü durumdan çıkış yolu ne olur diye sorduğumuzda akla; II. Dünya Savaşı sonrası uluslararası alanda tekrar parasal döngünün düzelmesi ve ekonomik istikrarın sağlanması için Bretton Woods’da toplanan Birleşmiş Milletlerden çıkan kararın benzeri bir karar gelir mi sorusu geliyor? Yani 1 ons altının 35 dolara sabitlendiği, doların rezerv para olduğu Bretton Woods anlaşmasındaki ekonomik reçetenin oluşması gibi.
ABD, II. Dünya Savaşı öncesinde, müttefiklerin silah ve diğer mallarının tedarikçisi olmuş, ödemeleri de altınla yapmalarını istemişti. Böylece elinde ciddi bir altın rezervi oluşmuştu. Şimdi ise ek gümrük vergileri ile ekonomileri bir uçuruma doğru sürüklerken, özellikle ABD 10 yıllık tahvilleri ile orantılı altındaki fiyat artışını yine bir ons/dolar sürecine yöneltir mi sorusunu sormadan edemiyoruz?
ABD’nin bu yeni durumdan da ‘nalıncı keseri’ misali kendine yontacağı bir adımla çıkmaya çalışacağını söyleyebiliriz.
Ne var ki; dünyanın tamamı hem I ve II. Dünya Savaşlarındaki hem de bugün yaşatılan küresel ekonomik sıkıntıda değil. Çin, Rusya gibi ülkeler dünya enerji ve teknoloji hatlarını ellerinde tutuyor.
Öte yandan ABD’nin kafasını karıştıran bir başka durum da Çin’in elindeki dolarlar. Çin hem ithalat ve ihracatta zarar etmemek için hem de ABD’nin dolarizasyon yöntemlerinde bir zarara uğramamak için ilginç bir yöntemle dolar stokluyor. ABD bunu bildiği için Çin’in dolar pozisyonunu düşürmek için sıklıkla Çin para birimi Yuan’ın değerini artırmasını istiyor. Ama Çin tam aksini yapmayı sürdürüyor ve geçtiğimiz perşembe günü bile Yuan’ın değerini 17 yılı aşan sürenin de en düşük seviyesine getirdi.
Bu durum, Çin'in ABD ile yenilenen ticaret savaşına hazırlandığının da işareti. Çünkü daha zayıf bir Yuan, Çin ihracatını yabancı pazarlarda daha ucuz hale getiriyor. Bu durum aynı zamanda ABD'nin Pekin'e uyguladığı yüksek ticaret tarifelerinin etkisini azaltıyor.