Ekonomi şu yılın sonunda düzelecek, bu yılın yarısında sıkıntılar sona erecek söylemleri ile ekonominin düzelmediği görülüyor.

Ancak iktidarın kamuda tasarruf yapmaya yönelik hiçbir adımı atmadığı, hatta ‘itibardan tasarruf olmaz’ söylemi ile harcamaların önünü açtığı da biliniyor.

Asıl dar ve sabit gelirli kesimler üzerindeki ekonomik yükü hafifletecek adımları atmaması daha çok dikkat çekiyor.

Mesela…

En temel gıda maddelerinin başında gelen peynir, tereyağı, yoğurt, ayran gibi ürünlerin temel girdisi olan süt fiyatları konusunda hiçbir çaba gösterilmiyor.

Şöyle kaba bir hesapla anlatalım.

Ulusal Süt Konseyi, 2025 yılı için çiğ süt tavsiye fiyatını 17,15 TL olarak açıkladı. Tüm Süt, Et ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Derneği ise (TÜSEDAD) son hesaplamalarında çiğ süt üretim maliyetinin 19,58 TL’ye ulaştığını belirledi ve üreticinin sürdürülebilir bir üretim yapabilmesi için satış fiyatının en az 25,2 TL olması gerektiğine dikkat çekti. Böylece şu anda litre başına 8 TL’lik bir zarar söz konusu olduğu ortaya çıktı.

Düşünün çiftçinin halini…

Ürettiği hiçbir üründen geçimini sağlayacak kazancını çıkaramıyor. Gelecek yıl yeniden üretmek için başta tohumluk olmak üzere ihtiyacı olan ürünlerin de parasını çıkaramıyor.

Tarım Orman Bakanlığı’ndan aldığı bir prim desteği oluyor, ancak o da tarlasına attığı dövize endeksi gübre ve yüksek enflasyon karşısında eriyip gidiyor.

Peki bari çiftçiye elindeki süt ineklerinden aldığı ürün için adam akıllı bir destekleme yapılması gerekmiyor mu?

Çünkü artık dar gelirlinin kursağından en temel gıda maddelerinin bile geçmediği görünmüyor mu? Hatta o temel gıdaların ana unsuru sütü üreticinin kendisinin bile pahalılığı yüzünden kullanamadığı görülmüyor mu?

Tıpkı 2020 yılında olduğu gibi süt ineklerinin yeniden kesimhanelere gitmesinin neredeyse bugün 4.5 yıldır sütte arzdan kaynaklı enflasyona neden olduğunu kimler anlayacak?

Hayvancılık ana bölgesi Doğu Anadolu illerinde sütün litresi 11-13 lira arasında olurken, o çiftçi süt ineğini besleme maliyetine neden katlansın ki?

Peki hemen bütün istatistikleri sağlıklı olmayan TÜİK’in süt fiyatlarına ilişkin yüzde 9, peynir fiyatlarında yüzde 7, tereyağı fiyatlarında yüzde 14’lük artış olduğu istatistiğini bile neden dikkate almayız ki?

En azından temel gıda ürünlerindeki fiyat artışlarını düşürmenin yolu belli. Çiftçinin süt ineğini satmasına fırsat vermeyelim. Dar gelirlinin kursağından süt ve ürünleri gıdalar geçsin.

Merakımdan soruyorum! Temel gıda desteklerinde elinizi tutan mı var?