Ben, gazeteci Turhan Bozkurt’un paylaşımlarında gördüm. Bozkurt, kamuoyunu bilgilendirmek adına önemli bir iş yapmış ve vergi ödemeyen şirketlerin bir kısmını açıklamış. Kimler yok ki… Bir sülük gibi Türkiye’nin kanını emen, yüksek kazançlar elde ettikleri halde vergiden kaçınmanın bir yolunu bulanlar, hepimizin aşina olduğu firmalar.
Türk Telekom’dan, Turkcell’e, Cengiz Holding’den, Albayrak Holding’e, Gediz Elektrik’ten Sinpaş’a, Demirören Medya’dan Trendyol’a, Kalyon İnşaattan Çalık Holding’e, Ülker şirketlerinin toplandığı Yıldız Holding’den Limak Holding’e, Rönesans’a kadar pek çok büyük firma son bir ya da birkaç yılda vergi ödemeyenler arasında bulunuyor. Mehmet Şimşek’in, Hazine Bakanı olmadan önce danışmanlık yaptığı SASA da bu listede var.
Başka bir listeden daha söz edeceğim. O da Amerikan iş dünyası dergisi Forbes'un Milyarderler Listesi… Bu yıl açıklanan dünyanın en zenginleri listesinde Türkiye'den 27 isim yer aldı. Bilin bakalım onlar kim? Tahmin ettiklerinizde yanılmadınız.
Yıldız Holding Yönetim Kurulu Üyesi Murat Ülker vergi vermiyor ama 5,1 milyar dolarlık kişisel servetiyle Türkiye'nin en zengini olarak listeye giriyor.
Limak Holding’den Sezai Bacaksız ve Nihat Özdemir, Çalık Holding’den Ahmet Çalık, Sasa’dan İbrahim Erdemoğlu, yaptığı hasta garantili şehir hastaneleriyle bilinen Rönesans Holding’in sahibi Erman Ilıcak da dolar milyarderleri listesinde... o Murat Ülker ki, 2021 yılında 2020 yılına göre servetini yüzde 46,5, Erman Ilıcak ise yüzde 41 artırıyor.
Vergi vermeyenler ile dünyanın en zengin milyarderleri listesinin birbiriyle örtüşmesi hiç tuhaf değil; bu nedenle şaşırmamak da gerekir. Çünkü, sistem milyonlarca insanın yoksulluğu üzerinden bir avuç zengin yaratma üzerine kurulu. Servet sahibinden, şirketlerden vergi toplayamayan devlet, sabit ücretlilerin, emeklilerin, dar gelirlilerin üzerine çullanıyor. Yolcu garantili havaalanları, otoyollar, köprülerle halktan toplanan paralar, iktidar yandaşı şirketlere transfer ediliyor.
Deli Dumrul misali köprüden geçenden 3 akçe, geçmeyenden 5 akçe alan devlet, sağladığı vergi muafiyetleriyle geniş yığınları yoksullaştırıp sadaka ekonomisine mahkum ederken zenginlerin servetine servet katıyor.
Sadece 2010-2020 yılları arasında Cengiz İnşaat’a 30 kez, Kolin İnşaat’a 36 kez, Makyol İnşaat’a 24 kez, Kalyon Holding’e 19 kez ve Limak İnşaat’a 19 kez vergi muafiyeti hakkı tanınmış. Kasa boşaldıkça ÖTV ve KDV yükü ise artmış. Emekliye, işçiye, memura gelince olmayan para oluk oluk şirketlere akıtılmış.
Eskiden vergi “yüzsüz”lerinden bahsedilirdi, şimdi kibarlaştırılarak “vergiden kaçınma” deniliyor. İşte o vergiden kaçınmayı başaranların listesi ortalığa düşünce Hazine ve Maliye Bakanlığı, “açıklama yapma zaruriyeti”ni hissetmiş.
“2815 büyük mükellefin halihazırda toplam yüzde 27'si nezdinde vergi incelemelerine devam edilmektedir. Bu oranın müteakip dönemde daha da artırılması planlanmaktadır. (…) Ayrıca yine sürekli zarar beyan eden mükelleflerden büyüklüğü ve sektörüne göre beyanı riskli değerlendirilen öncelikle 735 mükellef nezdinde vergi incelemeleri yürütülmektedir.”
Şimdi, bu açıklamaya ne kadar güvenilir?
Daha önceki deneyimlerimize bakılırsa hiç… Tartışmanın büyümemesi için atılan taktik hamle bu.
Dosyalara bakılacağı doğrudur. Ama sadece bakılacak ve vergi ödememenin yol ve yöntemleri illa ki bulunacak. Çünkü, siyasal İslamcılar zenginleri herkesten daha çok seviyor.