Üç Zonguldak da ne demek demeyin hemen: Bartın’ı, Karabük’ü de içine alan bir Zonguldak’tır kastettiğim. Önce Bartın’ın koparıldığı, sonra da Karabük’ün il olmasıyla küçülen, daralan, güçsüz bir Zonguldak’tan söz ediyorum…

Zonguldak üçe bölünürken hep şunu savunmuştum: Coğrafi ve ekonomik yönden bu ayrılıklar, yavru illerimizle olan sosyal-siyasal- kültürel bağlarımızın da  kopamayacağıydı savım…

Bu bölünmeyi ekonomik açıdan Zonguldak’ın bugününü hazırlayan bir faktör olarak görüyorum. Bartın bugün 100.000 nüfuslu bir il olmayı başardı. Karabük ise hâlâ hantallığını aşamadı ama turizm ve eğitim şehri olma yolunda ilerliyor. Onlar zaten kültürel olarak, sosyal olarak, siyasi olarak da Zonguldak’a uzak yörelerdi birlikteyken de. Bartın daha canlı, daha yakın, daha bağlı bir görüntü veriyor bu ayrılığa karşın…

Kültürel-sanatsal etkinliği olan Karabük’ün Zonguldak’la daha da varsıllaşacağını düşünmüştüm hep. Ama, o uzak duruş sürüyor hâlâ…Zonguldak “ZOKEV” vakfıyla kendi yörüngesine oturdu bu alanda…

Aslında Zonguldak, ana ve merkez kent olduğu için bu alanda daha etkin-katılımcı-paylaşımcı bir rol üstlenmeliydi. Ama şimdiye kadar bu da başarılamadı…

Devrek’te yaşarken, gerek Baston Festivali aracılığı, gerekse il düzeyinde; Bartın Kitap Fuarı etkinlikleriyle üç ili birbiriyle daha sıkı fıkı; üreten bir kimliğe ve birlikteliğe özendirmiştim dostlarımla. Şimdi ben bile kopmuş durumdayım. Ne’yi paylaşamamıştık acaba diye soruyorum kendime : Sanıyorum, bireysel nedenlerle ve küçük yerlere özgü bir-takım egolar etkili oldu bunda. Özcesi, özverili, katılımcı-paylaşımcı olmaktan uzak kişilik yapıları nedeniyle de diyebiliriz …

Amasra ise Zonguldak’ın, Ankara hatta İstanbul’un bir sayfiyesiydi gençlik yıllarımda. Amasra T.İ.M’in açılmasıyla yitirdiği (Kömür İşletmesi) şöhretini son 15 yılda yeniden kazanmış durumda. Aslında Zonguldak, turizmin pek çok değerlerine sahipken Amasra’yı yeterince geliştiremedi. Mesela  Karabük, Safranbolu’yu Dünya Mirası’na armağan etti. Zonguldaklı,da eksik olan nedir diyerek sorup bunun yanıtını aramalıdır artık…

Kdz.Ereğli’nin ise, Zonguldak’tan kopuk bir görünüm sergilemekte oluşunun farklı ve haklı nedenleri var kuşkusuz. İdari ve politik kaygıları anlarım da; sanat-kültür-edebiyat bağlamındaki bu kopukluk içime sinmiyor. Bu yakınlaşmayı ve birlikteliği sağlamak da bir başka amaç olmalıdır.Ereğli ‘’Yeni Ufuk Gazetesi Sanat Yaprağı” nı da ben yönetmiştim bir dönem.

Umuyor ve bekliyordum ki, öncelikle gençlerle beraber bize destek olunur, kültür- sanat adına çok daha iyi şeyler yapabilirdik.Bu benim en büyük dileğimdi ama gerçekleşmedi.Türkiye’nin bu değeri bilinmeyen şehri Zonguldak Karadeniz’in batısında, kendi halinde, mazlum bir yer görünümünde. Ne yaşayan insanları ne de yerel ve merkezi yöneticiler potansiyelini bu güne kadar görememişler. Kısacası  bugün çöken,göçen ve yalnız bir ZONGULDAK var…