Yıllardır ayrı düştüğüm eski dostlardan biri, hal-hatır sorma faslından sonra, sözü kestirmeden memleket meselelerine getirdi.

'Vatandaş perişan. Mutsuzların sayısı giderek artıyor' diye konuştu bilmiş bilmiş.

'Mutlu olanlar da var. Bazı kamuoyu anketleri' diyecek oldum, araya girip susturdu.

'Anketler filan hikaye' dedi, çığır açacak bir keşifte bulunmuşçasına başladı anlatmaya:

'Anket işi masraflı. Bizi aşar. Pek sağlıklı sonuçlar verdiği de söylenemez.Ama ben anketin yerini tutacak, hem de yanılgı payı yok denecek kadar az olan bir formül buldum.'

Meraklandım bayağı…

'Nedir?' diye sordum…

O, zaten anlatmaya hazır,

Bana da dinlemek düştü…

'Toplu taşım araçları' dedi, ardından da devam etti:

'Ben haftada iki-üç kez kentin çeşitli semtlerine giden belediye otobüslerine binip, yolculuk boyunca vatandaşların konuşmalarını dinlerim…'

Meraklı bakışlarla 'Eee' dedim.

'İşte' dedi ve devam etti:

'O konuşmaların gösterdiği tablo, durumun aynası gibidir. Yakınanlar çoksa, hayat çekilmez hale gelmiştir. İktidara yol gözüktü demektir.'

Daha da meraklandım…

'Yakınan pek yoksa' diyecek oldum,

'Bana öylesi denk gelmedi' dedi.

'Görüşelim' deyip vedalaşırken arkamdan seslendi:

'Yarın başka hatlardayım. İstersen sen de gel'

Kadim dostun 'kulak kabartma' temeline dayanan otobüsle kent turunun kamuoyunun nabzını ne ölçüde yansıttığı konusunda net bir şey söylemek mümkün değil.

Ama en azından mevcut durumdan hoşnut olup olmadığı konusunda yerel ölçekli de olsa bir fikir veriyor.

Ekonomik sıkıntılar liste başı…

Eğitim, ulaşım, trafik,

Yol, su, elektrik

Şiddet eylemleri, kazalar…

Anketleri boş verin…

Başlayın otobüsle şehir turlarına…