İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun ve kurmayları ile bazı belediye başkanlarına yönelik 19 Mart tarihinde başlatılan gözaltı kararlarının ülkeye faturası büyümeye devam ediyor.

Gözaltı kararları ile birlikte piyasalarda döviz kurlarında hareketlilik başladı. Doların 42 TL’leri, Avro’nun 46 TL’leri görecek kadar oluşan volatilitenin düşürülmesi için Merkez Bankası devreye girmek zorunda kaldı.

Merkez Bankası’nın müdahaleleri ile nispeten kurlar yukarılarda dengelense de yaşanan gözaltı kararlarından duyulan endişeler nedeniyle piyasa kendi içerisinde bir kilitlenme yaşadı. Özellikle emtia içerikli ürünlerin fiyatları başta olmak üzere birçok ürünün fiyatlarının artacağı düşüncesiyle piyasaya sürülmediği ya da yüksek fiyattan sürüldüğü gözlenmişti.

Yine muhalefetin Cumhurbaşkanı adayı İmamoğlu’nun diplomasının iptali ve gözaltına alınmasının ardından muhalefet tarafından bazı ürün gruplarında ve market zincirlerine yönelik başlatılan boykot kararı oldu. Ancak boykot kararından sonra, boykot edilen kesimlerin rakibi firmalar piyasada tekel oluşturmuş gibi ürün fiyatlarında artışa gittiler. Yani bir kısım esnaf ve market kesimine yönelik alınan boykot kararı onların rakiplerinin ekmeğine yağ sürdü.

Bu durum Merkez Bankası’nın kontrol altına almaya çalıştığı enflasyon üzerinde artış yönlü bir baskı oluşturmaya başladı. Enflasyonun artış yönlü bir sürece geldiği MB’nin Politika Faizi Kararına “Enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışları dezenflasyon süreci açısından risk unsuru olmaya devam etmektedir” ifadeleri ile yansıdı.

Öte yandan MB piyasalarda yaşanan hareketliliğe döviz kurlarının da eklenmesini önlemek için 19 Mart-15 Nisan arasında yaptığı müdahaleler sonucu rezervlerinde 48 milyar TL erimeye oluştu.

İşte rezervlerde oluşan bu zararı çevirmek zorunda kalan banka, dün ek sıkılaştırma kararları aldı. Politika faizindeki indirim periyodunu ‘şahin’ bir kararla değiştirdi. Faizi 350 baz puan artırdı.

Banka, 22 ayın ardından ilk olarak geçtiğimiz yılın 26 Aralık PPK toplantısında başlattığı faiz indirim sürecini böylece sona erdirmiş oldu. Banka, 2024 yılı Aralık ayında politika faizini 250 baz puan indirerek yüzde 50'den 47,5'e düşürmüştü. En son 23 Ocak'ta toplanan Kurul faizi düşürmeyi sürdürerek politika faizinin yüzde 45'e indirilmesine karar vermişti. Banka son olarak geçtiğimiz mart ayındaki Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında yılın ikinci faiz kararı ile 250 baz puanlık indirimle yüzde 42,5'e düşürmüştü.

17 Nisan tarihli Para Politikası Kurulu (Kurul) toplantısında Nisan ayı politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 42,5’ten yüzde 46’ya yükseltilmesine karar verdi. Kurul ayrıca, Merkez Bankası gecelik vadede borç verme faiz oranını yüzde 46’dan yüzde 49’a, gecelik vadede borçlanma faiz oranını ise yüzde 41’den yüzde 44,5’e yükseltti.

Merkezin elinin zayıfladığı bir önceki haftadan ortaya çıktı. Çünkü, 11 Nisan haftasında brüt rezervler 154.3 milyar dolardan 147.5 milyar dolara geriledi. Net rezervler aynı hafta 48.7 miyar dolardan 38.9 dolara geriledi. Swap hariç net rezervlerde de erime sürüyor. 11 Nisan haftasında swap hariç net rezervler 20.8 milyar doları buldu. Bir önceki hafta swap hariç net rezervler 31.1 milyar dolar seviyesinde idi.

Alınan bu karar Merkez Bankası’nın faizleri yeniden yükseltmeye başlayacağını ortaya koyuyor. Bu kapsamda enflasyonda gerilemeyi planlayan bütün beklentilerin de boşa çıktığını belirtelim. Çünkü geçtiğimiz yılın son ayında Reuters'ın anketine göre 2025 yıl sonu politika faizi beklentilerinin ortalaması yüzde 28,50 olarak belirlenmişti. Alınan faiz artırım kararı ile artık bu orana 2025 yılında yaklaşılması ihtimalinin zayıfladığını söyleyebiliriz.

Yine faiz artırım kararı ile piyasaların lokomotifi olan inşaat sektörünün hareketlenmesi de duracaktır. Faiz artırımı ile kredili konut satışları düşeceği gibi yaklaşık 200 yan sektörün de faaliyet kabiliyetinin önümüzdeki aylarda yavaşlamaya başlayacağını söyleyebiliriz.

Öte yandan küresel piyasalardaki sıkıntıların ciddi yansıdığı AB ülkelerinin Merkez Bankası ECB ise faizi 25 baz puan indirdi. Merkez Bankası ile aynı gün faiz kararını açıklayan ECB faiz koridorunu 2.50’den 2.25’e geriletti.

Her iki merkez bankası kararlarının bile piyasalarda ekonomik sıkıntıların dalgalanmaya yol açma uzunluğunun, siyasi kararlar karşısında daha az etkili olduğunu ortaya koydu. Trump’ın başlattığı küresel sıkıntıların önümüzdeki aylarda yansımasının beklendiği Türkiye, Mart ayı ortası ile Nisan ayı ortasında aldığı siyasi kararlar nedeniyle ekonomik sıkıntı içerisine düşmüş olan AB ülkelerinden yine olumsuz yönde ayrışmış oldu.