HDP eski eş genel başkanı ve 24 Haziran seçimlerindeki cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş, yerel seçimlerde ittifak için, 'Özellikle Kürt partilerle ittifak çerçevesinde farklı siyasi geleneklerden bu kriterlere uygun adaylar ve özellikle muhafazakar tabanımızın temsiliyetini sağlayacak adaylarımızın da mutlaka en güçlü şekilde listelerde yer alması gerektiğini düşünüyorum.' dedi...

Bu sözlere, 24 Haziran seçimlerinde HDP'den aday olmak için başvuran, ancak aday gösterilmeyen akademisyen Candan Badem'den eleştiri geldi...

Badem, sosyal medya hesabından, 'Olmadı Selo başkan' başlığıyla gösterdiği tepkide, 'Sen Kürt muhafazakarına, gericisine istediğin kadar açılırken sıkıntı yok, ama sosyalistler kemalistlere açılım yapınca ulusalcı oluyor, öyle mi' ifadesini kullandı.

***

Demirtaş'ın yerel seçimlerle ilgili 'sağa açılım' önerisi tam da cumhuriyetin 95. yılının kutlandığı gün yapıldı...

HDP'nin 'muhafazakar tabanının temsiliyetini sağlayacak adaylarının' cumhuriyete bakış açısı ise herkes tarafından biliniyor...

Dolayısıyla öneriyi bu yönüyle de ele almak gerekiyor.

***

Biz de o gün vesilesiyle 29 Ekim'de bu köşede yayınlanan 'Cumhuriyet'in değerini bilelim' başlıklı yazımızda dolaylı olarak da olsa aynı konuya değinmiş...

Ve 'Bu satırları yazmamıza neden olan şey, cumhuriyet karşıtlarının faaliyetlerinden çok onu savunması gerekenlerin azımsanmayacak bir bölümünün bu gerçekleri görmemesi ya da bildiklerini unutmuş görünmesidir.' dedikten sonra şu saptamayı yapmıştık:

'Ne yazık ki günümüzde ABD'nin emrine girmiş 'mikro milliyetçilerin' Mustafa Kemal Atatürk hakkında ortaya attıkları haksız suçlamalar, cumhuriyeti savunması gereken 'bir kısım toplumcu aydınlar' üzerinde hala etkili olmaya devam etmektedir'.

***

Anlaşılan o ki, Canan Badem de bu tür aydınlardan biridir...

Ne var ki, kendisi içine düştüğü ya da düşürüldüğü çelişkili durumu biraz geç de olsa fark etmiştir...

Tabii bu arada Badem'in 'HDP'nin Kürt muhafakarlarına açılımı' ile 'sosyalistlerin Kemalistlere açılımı'nı özdeşleştirmesi konusuna da değinmeden geçmemek gerekiyor.

***

Bilindiği gibi HDP'nin açılmaya niyet ettiği toplumsal kesim, cumhuriyeti yıkmak için ayaklanan Şeyh Sait gibilerini 'milli kahraman' olarak görüyor...

Mustafa Kemal'in kurduğu cumhuriyet ise yüzyıla yakın bir süredir dünyanın tüm ezilen halklarına esin kaynağı oluyor.

Bu söylediğimiz şey, tüm dünyanın bildiği, uzun uzun anlatılmaya bile gerek duyulmayacak bir gerçek olarak ortada duruyor...

Dileriz, Badem ve benzeri 'aydınlar' bir gün gelir bu gerçeği de görürler ve Mustafa Kemal'i savunanlarla Şeyh Sait'i savunanları aynı kefeye koymaktan vazgeçerler!

***

Sonuçta ne zaman 'Kemalizm' meselesine girsek dönüp dolaşıp cumhuriyetimizin savunulup savunulmayacağı meselesine geliyoruz...

Bu durum biraz 'abesle iştigal' olarak görülebilir... Çünkü Türkiye'nin toplumcu aydınları ilk kurulduğu günden bu yana cumhuriyeti tüm güçleriyle savunagelmişlerdir... Ancak özellikle 'Atatürkçülük' maskesi altına gizlenilerek gerçekleştirilen 12 Eylül darbesi sonrasında bazı 'sol' kökenli akımlar, Batının ortaya attığı 'liberal demokrasi' aldatmacasının ve PKK'nin etkisi altında kalarak cumhuriyeti karalama yarışına girmişlerdir...

Bu da yukarıda sözünü ettiğimiz ilginç çelişkiyi ortaya çıkarmıştır.

***

Günümüzde PKK/PYD'nin pozisyonu tüm açıklığıyla ortadadır...

PKK, ABD'nin planları uyarınca ve ABD silahlarını kullanarak yalnız Türkiye'yi değil Suriye ve Irak gibi ABD planlarına karşı çıkan komşu ülkeleri de parçalamaya çalışan bir örgüttür...

Böyle bir örgütün açılacağı toplum kesimleri de herhalde ilerici ve cumhuriyetçi kesimler olmayacaktır.

***

Aslında perşembenin gelişi çarşambadan belli olmuştu...

Demirtaş'ın devreye girmesinden bir kaç gün önce HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, 'Barış ve müzakere süreci bir kez daha başlamalı ve Öcalan bu sürece dahil edilmelidir' çağrısında bulunmuş, hemen ardından diğer Eş Genel Başkan Sezai Temelli, 'çözümün öncelikli muhatabı İmralı'dır' açıklamasını yapmıştı...

Demirtaş'ın mesajı tabloya son fırçayı vurmuş ve tablo tamamlanmıştır.