Geçtiğimiz günlerde Independent  gazetesinde Eski Libya Dışişleri Bakanı Abdurrahman Şalkam imzalı  bir yazı yayınlandı...

“Siyasetin generali ve savaşın hahamı”  başlıklı yazıda Netanyahu, “din ve mitolojiyi siyasi amaçlarla kullanan bir savaşçı” olarak tanımlandı...

Netanyahu’nun Gazze’nin yıkım sahnelerinin üzerine düşen portresi, bu bileşimin günümüzde bile ne kadar “patlayıcı” ve tehlikeli olabileceğini gösteren bir örnek olarak şimdiden tarih sahnesindeki yerini almış bulunuyor.

***

Gazze Savaşı, görünüşte modern bir devlet olan İsrail’in derinlerinde uzak tarihe kadar uzanan kanlı bir dinsel projenin yattığını gösteren canlı bir örnek...

Netanyahu, savaşın başında yaptığı bir konuşmada bu gerçeği şöyle dile getirmişti:

“Kutsal kitabımız diyor ki ‘Şimdi gidin ve Amalek'i (Amalek: Tevrat'a göre İsrailoğullarının ebedi düşmanı olan kavim) vurun. Sahip oldukları her şeyi tamamen yok edin ve onları bağışlamayın; Hem erkeği hem de kadını, bebekleri ve emzirenleri, öküzleri ve koyunları, develeri ve eşekleri öldürün’ (Samuel 15:3)”

***

Netanyahu’nun İsrail’i en uzun süre yöneten devlet adamı olmayı başarması, onun bu niteliğinin temsil ettiği toplumun derinliklerine uzandığını gösteriyor...

İsrail'in Kanal 14 televizyonunun yayınladığı bir haber de bu gerçeği doğruluyor...

Habere göre Gazze’deki Şifa Hastanesinin bombalanması söz konusu olduğunda 43 haham tarafından imzalanan bir yazı bizzat Netanyahu tarafından ordu birimlerine iletiliyor. Yazıda hastanenin bombalanmasının önünde “dini ve ahlaki hiçbir engelin olmadığı" bildiriliyor.

***

Yafa'da Amerikalı Yahudi bir anne ve Polonya'dan göç etmiş bir babanın çocuğu olarak dünyaya gelen Netanyahu, “dışarıdan” bakıldığında “modern” bir politik figür portresi çiziyor...

ABD'de eğitim görmüş, diplomatlık, ekonomi bakanlığı, mühendislik yapmış bir kişi...

Ancak bu görüntünün gerisinde dinci bir fanatik yatıyor.

***

İsrail’in simgesi olan isimlerin bir çoğu bu özellikleri taşıyor...

Siyonizmin babası Theodor Herzl, İsrail’in kurucuları Ben Gurion ve Golda Meier, İsrail ordusunun efsanevi komutanı Moşe Dayan, hep bu bileşimin temsilcileri...

Netanyahu’nun başarısı, bu bileşimi ABD’nin Yahudi/Hıristiyan “evanjelist” geleneğe mensup yönetici çevrelerinin desteğiyle günümüze taşımasından geliyor.

***

Netanyahu’nun siyasi kariyerine Araplara ve Müslümanlara karşı nefretle dolu bir tarih profesörü olan babası Benzion Netanyahu tarafından hazırlandığı biliniyor...

Bu özelliği, daha sonra rüşvet, yolsuzluk ve görevini kötüye kullanma gibi günümüz politikasında geçer akçe olan bir takım özelliklerle birleşiyor...

Ve ortaya ABD’nin günümüz Ortadoğusu için hazırladığı “medeniyetler çatışması” senaryosunu hayata geçirecek ideal bir tip çıkıyor.

***

Netanyahu, aslında İsrail toplumunun kişileşmiş bir örneği...

O toplumun kendisi de modern bir görüntü altında birleşmiş eski çağlara özgü çeşitli dini mezhepler, partiler ve siyasi akımlardan oluşuyor...

İsrail devletinin ilanından sonra kurucu lider David Ben-Gurion bu fikirlerden hareketle "Devletimizi kurduk ama vatanımızı kuramadık, çünkü Jerusalem’i (Kudüs’ü) henüz geri alamadık" demişti. Günümüzde Kudüs’ü de ele geçirmiş olan İsrail’in doğu Kudüs’te sıkışmış bir avuç Müslüman Filistinli/Arap azınlığı buradan söküp atmak ve ibadethanelerini yok etmek için harcadığı çabanın altında bu “emel” yatıyor.

***

Netanyahu, Gazze savaşının başlamasından bu yana orduyu ve halkı motive edebilmek için Tevrat'ta geçen "kehanet"leri kullanıyor...

Örneğin Hamas’ın İsrail sınırında gerçekleştirdiği operasyonun ardından Tevrat'ın "Yeşaya" kitabından şu alıntıyı yaptı:

"Ülkenden şiddet, sınır boylarından soygun ve yıkım haberleri duyulmayacak artık. Surlarına kurtuluş, kapılarına övgü adını vereceksin."

***

İsrailli sol görüşlü aktivist ve analist Haham Elhanan Miller, bu konuda yaptığı açıklamada, İsrail'de liderlerin savaş dönemlerinde Tevrat'tan alıntı yapmasının normal ve alışılmış bir durum olduğunu belirtiyor...

Şu anda karşılarındaki en büyük güç olan Hamas’ın da benzer bir dinsel/politik söylem kullanması bu açıdan İsrail’in işine geliyor...

Hamas’ın 1970’li yıllarda Filistin kurtuluş hareketine önderlik eden milliyetçi/seküler Filistin örgütlerine karşı İsrail tarafından desteklenmesinin altında yatan nedenlerden biri de bu.

(Devam edecek)