Çiftçinin duyulmayan sesi...

Tarım Kredi Kooperatiflerine ve bankalara olan borçları nedeniyle mağdur olan bir grup çiftçi, geçtiğimiz ay seslerini duyurmak için Ankara'ya gelerek, Tarım ve Orman Bakanlığı önünde bir eylem yaptı...

Çiftçiler, hacizlerin durdurulması, kredilerin faizlerinin makul seviyeye indirilmesi ve borçlarının da 5 eşit takside bölünmesini istediler...

Bakanlık önündeki basın açıklamasından sonra çiftçileri temsilen üç kişi, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli ile görüşerek sorunlarını anlattı.

***

Yapılan açıklama hacizlerin durdurulması konusuyla sınırlıydı ve bu olay medyada çok az yer buldu...

Bakan ile yapılan görüşmeden sonra bu konuyla ilgili yeni bir gelişme de olmadı...

Oysa haciz olayı, tarım kesiminde yaşanan sorunlar açısından yalnızca buzdağının görünen ucuydu.

***

Bu sorunlar, çiftçilerin Ankara'ya gelmelerinin hemen öncesinde Türkiye Ziraatçılar Derneği Genel Başkanı Hüseyin Demirtaş tarafından yapılan bir basın açıklamasıyla dile getirildi...

Demirtaş, yaptığı basın açıklamasında 'Ülkemizde tarımın milli ekonominin temeli, çiftçinin de milletin efendisi olduğu söylenir. Bu bir gerçek ise çiftçinin sesine kulak verilmelidir' dedi...

Ve ekonomiye destek paketlerinde bugüne kadar görmezden gelinen tarım sektörü için acil bir 'yardım paketi' hazırlanmasını istedi.

***

Aslında çiftçilerin sesinin zayıf çıkmasına ve taleplerini derli toplu gündeme getirememelerine pek şaşmamak lazım...

Çiftçiler, binlerce yıldan bu yana insanlığın beslenmesini ve toplumların gelişmesini sağlamalarına karşın toplumsal alanda fazla etkili olamamışlardır...

Bunun nedeni, bağımsız olarak örgütlenme açısından dezavantajlı bir toplumsal kesim oluşturmaları ve yaşam koşullarının sınırlayıcı etkisi nedeniyle toplumsal bilinçlerini geliştirmede zorluklarla karşılaşmalarıdır.

***

Dolayısıyla, çiftçinin karşı karşıya bulunduğu sorunları derli toplu görebilmek için Türkiye Ziraatçılar Derneği Genel Başkanı Demirtaş'ın açıklamasına bakmakta yarar var...

'Çiftçi Acil Yardım Paketi İstiyor' başlıklı bu açıklamada, 'Bu dönemde yaşanan sıkıntılar tarım

sektörümüzün geleceğini etkileyecek ölçüde yoğunlaşmıştır' denildikten sonra şöyle devam ediliyor: 'Bu durum, soruna acil müdahale gerektirmektedir. Ancak gelinen noktada 'konjonktürel' müdahaleler tek başına bir çözüm getirmeye yetmeyecektir. Sorunu bir bütün olarak ele almanın ve tarım sektörünü kurtarmaya yönelik programın ilk adımı olacak için acil bir 'yardım paketi' hazırlamanın zamanı gelmiş bulunmaktadır.'

***

Açıklamada, çiftçi kesiminin yaşadığı sıkıntılar şöyle özetleniyor:

- Hububat üretiminde üst gübreleme dönemine girildiği şu günlerde gübre fiyatlarında yaşanan artış dolayısıyla üretici tarlasına yeterli gübre atamıyor.

- Mazota verilen destek de mazot fiyatlarındaki artışın çok gerisinde. Tarımsal girdilerin fiyatlarındaki genel artış oranı genel enflasyonun çok üzerinde seyrediyor.

- Bütün bu yaşanan olumsuzluklar nedeniyle geçtiğimiz yıllarda yeterli destek alamadığı için kaynak ihtiyacını borçlanarak karşılayan çiftçiler borçlarını ödemekte zorlanıyor. Geciken ödemeler nedeniyle katlanarak artan faiz oranları bir süre sonra altından kalkılamaz hale gelmiş durumda. Borçlanma sürecinde çiftçilerin birbirlerine 'müteselsilen' kefil olmaları nedeniyle bir süre sonra tüm köylü haciz tehdidi ile karşı karşıya kalıyor.

- Koronavirüs salgınının yarattığı sıkıntılar karşısında açıklanan destek paketlerinden çiftçimiz yararlanamadı. Tarımsal üretimin geçen yıl artması ve tarım sektörünün büyümeye olumlu katkı sağlaması, çiftçinin rahat bir ortamda üretim yaptığı anlamına gelmiyor. Çiftçi, kendisinin ve ailesinin emeğini son zerresine kadar zorlayarak, ihtiyaçlarını kısarak ve borçlanarak üretimi sürdürebiliyor. Üretim araçlarından mahrum kalan bir çiftçinin üretimi ve köyü terk ederek kentlerde yaşam aramaya çıkmaktan başka şansı kalmıyor.

***

Bu olumsuz gelişmelerin geçmişte yapılan hangi yanlışlardan kaynaklandığı ve nasıl çözümleneceği bu köşenin sınırlarını aşan uzun bir konu...

Ancak ortada 'acil bir durum' olduğu ve soruna acil bir çözüm bulmak gerektiği açık...

Ne yazık ki, ufukta 'milletin efendisi'nin acil sorunlarına çözüm bulunacağına dair herhangi bir işaret görünmüyor!