Son yıllarda ekonomideki yüksek enflasyonla beraber, bir de ‘baz etkisi’ kavramını sıkça duyuyoruz. Genellikle de “enflasyon …… ayı sonrası baz etkisiyle düşecek” şeklinde cümleler şeklinde. Şimdilerde de, 2021 yılından bu yana başlattığı yüksek enflasyonla ilgili haziran ayından itibaren düşüşe geçeceği mesajları verilmeye başlandı. Ve bu düşüşün de ‘baz etkisiyle’ başlayacağı dile getiriliyor. Ancak, baz etkisinin enflasyonu düşürdüğü dile getirilirken, fiyatları düşürmediği ise hiç söylenmiyor.
Merkez Bankası enflasyon tarifinde: “Sadece belli bir malın veya hizmetin fiyatının tek başına artması değil, fiyatlar genel düzeyinin sürekli bir artış göstermesidir” der. Bu kapsamda enflasyonun düşmesini ise “Fiyatların düşmesi insanların alım gücünün artması, gelirlerinin yükselmesi demek değil, fiyatların daha az artması (yani artışın devam etmesi ama eskisine göre artışın yavaşlaması), insanların alım gücünün daha az azalması ve neticesinde istikrar ve refah demek” şeklinde tarif eder. MB ‘baz etkisini’ de bir yıl önceki istatistiki karşılaştırmayla ortaya çıkan değişim olarak ifade ediyor.
Şu tespiti de yapalım. Fiyatlar (aydan aya) çok fazla değişmiş olmasına rağmen yıllık enflasyonun çok farklı çıkmasında ‘baz etkisinin’ rolü büyük olur. Çünkü ekonomide kilit role sahip olan büyüme, ihracat ve enflasyon verileri söz konusu olduğu için değişimi hesaplayan oranlar baz etkisi içeriyor.
Dolayısıyla matematiksel bir olgu olarak tanımlanan ‘baz etkisi’; karşılaştırma yapılacak iki farklı dönemden bir önceki dönemde yaşanan aşırı yükselme veya düşüşün, sonraki dönemin sonuçları üzerinde yarattığı etki olduğunu söyleyebiliyoruz. Böylece, baz etkisi olarak açıklanan sonuç, pozitif ya da negatif olarak etki yapabiliyor. Yani herhangi bir ayda referans alınan değer düşükse, yüksek bir değişim oranı üretiyor. Önceki yılın aynı ayında yüksek ise bu kez düşük bir değişim oranı üretiyor.
Bu arada önemli bir konuyu da hatırlatmakta fayda var; içinde bulunulan dönemde düşen ekonomik aktivite nedeniyle cari dönemde düşük büyüme verisi açıklanması, gelecek adına ciddi bir yüksek baz etkisi oluşturabilir. Nitekim MB’nin resmi internet sayfasında baz etkisi şöyle bir örnekle anlatılıyor: "Örneğin 2014 Kasım ayı yıllık enflasyonu hesaplanırken, 2014 yılı Kasım ayı tüketici endeksinin 2013 yılı Kasım ayı tüketici endeksine göre yüzde değişimi alınmaktadır. 2013 yılı Kasım ayında tüketici endeksi normal ortalamalara göre çok daha düşük bir oranda artmış ise, 2014 yılı Kasım ayında yıllık enflasyonu yükseltici bir baz etkisi görülecektir."
Konuyu daha rahat anlatabilmek için geçmiş yılda yaşanan baz etkisi ve dönemin ekonomi kurmaylarının haberlere konu ifadelerini bu günümüze güncelleyelim.
“Türkiye'de rekor seviyelere yükselen enflasyon Aralık 2022'de TÜİK verilerine göre yaklaşık 1,5 yıl aradan sonra baz etkisiyle düştü” flaşı ile çıkan habere ilişkin dönemin Maliye Bakanı Nureddin Nebati, enflasyon hızının düşmesiyle ilgili “Önümüzdeki aydan itibaren etkisini gösterecek baz etkisiyle enflasyondaki düşüş eğilimini, bu ay Yİ-ÜFE'de olduğu gibi, daha keskin hissetmeye başlayacağız” demiş. Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu ise aynı günlerde “Mevcut yıllık enflasyon oranında önümüzdeki aylarda hızla ortadan kalkacak baz etkileri bulunmaktadır” değerlendirmesi yapmış. Cumhurbaşkanı Erdoğan da aralık ayından itibaren enflasyonun baz etkisiyle düşüşe geçeceği yönde açıklamalarda bulunmuş.
2022 yılı aralık ayında TÜFE yıllık değişim oranı yüzde 64.27, TÜFE aylık değişim oranı ise yüzde 1,18 çıkmıştı. 2024 Mayıs ayına ilişkin TÜFE verileri 3 Haziran’da açıklanacağı için Nisan ayını baz alarak soralım şu soruyu: “Baz etkisiyle enflasyon hızının düştüğü veya düşeceği her zaman doğru bir varsayım ise, 2024 yılı nisan ayında TÜFE yıllık değişim oranı yüzde 69,8 düzeyine neden çıktı ve o gün düşeceği söylenen enflasyon hızına rağmen fiyatlarda bir gerileme oldu mu?”
O zaman şunun adını tam koyalım; ‘Baz etkisi enflasyonu düşürüyor, fiyatları değil’