Başkent futbolunu en iyi bilen teknik adamlardan birisidir… Gençlerbirliği’nde, Ankaragücü’nde ve çok sevdiği Hacettepe’de de ne zaman sıkıntı olsa akla ilk gelen isim genellikle o olur… Çünkü tek amacı vardır, o da Ankara futboluna hizmet… Kelimenin tam anlamıyla kötü gün dostudur… Kimsenin giymeye cesaret edemediği ateşten gömleği, hiç düşünmeden üzerine geçirir.

Her iki güzide ekibimizde de yıllarca yardımcı antrenörlük yaptı. İlk teknik direktörlük deneyimi de 2011 yılında Zumdick’in istifa etmesinden sonra Gençlerbirliği’nde yaşadı. Bu kulübümüze çeşitli dönemlerde tam 5 kez görev yaptı. Şimdi de daha önce 4 defa görev yaptığı Ankaragücü’nün en zor döneminde gelmekten çekinmedi.

Evet Mustafa Hocadan bahsediyoruz, Mustafa Kaplan’dan…

Bu sefer gerçekten işi çok zor, 115 yıllık koca çınar bir alt lige düştü, düşüyor… Son Manisa deplasmanı kader maçıydı. 1.ligin en kötü savuma yapan ekipleri arasında yer alan Ege temsilcisi karşısında bir puan alsa bile ligde kalma ümidini artırabileceği maçta 18’inci yenilgisini alarak kendini ateşin tam ortasına attı. Kalan Çorum, Keçiörengücü ve Amed maçlarını da Ankara’da oynama gibi fikstür avantajına sahip olması da sarı- lacivertliler için neredeyse bir anlam taşımıyor. Çünkü sarı-lacivertlilerin en büyük handikabı, birkaç istisna dışında takım aidiyetinden bihaber, ruhsuz ve vurdumduymaz futbolcu kadrosunun olması.

O kadar işi salmışlar ki, maaşların ödenmesi ve kulüp tarihinin en büyük primlerinden birinin vaat edilmesi bile kıllarını kıpırdatmaya yetmiyor, o kadar ruhsuzlar… Manisa’da 6 puanlık maçtan yenik ayrılması ve rakiplerinden diğeri olan Şanlıurfa’nın deplasmanda Pendik’i devirmesiyle Ankaragücü’nü bir anda kendini 18.sırada buluverdi.

Elindeki tüm avantajları, son 6 haftada aldığı 5 yenilgi ve bir beraberlikle tam bir mirasyedi zihniyetiyle bir bir kaybeden Başkent ekibi, kendi kaderini belirlemekten bile aciz bir konuma düşerek, rakiplerinin alacağı sonuçlara mahkûm duruma bıraktı.

Mustafa Hocanın moralini daha fazla bozmak istemiyorum ama bu futbolcu topluluğuyla hiçbir şey olmayacak gibi… Önemli olan bence kulübün şanlı tarihine daha fazla darbe vurmadan, bu ruhsuz futbolculardan medet ummadan, takım için savaşacak mert gençlere forma verilmesi en doğru hareket olur.

Düşülecekse de hiç olmazsa şerefini yerlere düşürmeyecek şekilde düşülsün.