Bayramlar yaşamımızın ayrıcalıklı günleriydi bizim zamanımızda. Her şeyin yenisi demekti belki de… Yozlaşan ilişkilerin, dargınlıkların bitirildiği, sevginin-saygının yüceldiği, hoşgörünün egemen olduğu, yaşamın güzelliklerinin bir arada yaşandığı özel günlerdi hele biz çocuklar için…

Bir dönem geldi, kavgalı bayramlar yaşandı. Acılı bayramlar da art arda geldi. Ne acıları paylaştık, ne mutlulukları. Ne de gurur duyduk başarılarla. Paranın gücü, her şeyin başı oldu giderek. Yoksullara kıyasla zenginliğin ülkeyi uçuruma dönüştürdüğü yıllar da oldu. Yıllarca bayram ettik. Öyle bir döneme geldik ki; bayram etmiyorduk, bayram ettiriyorduk çocuklarımıza…

Büyükler yaşamdan çekildikçe, aile içi sorunlar, hısım akrabalarla kopmalar, bayramlardan uzaklaşmalar yaşamaya başladık. Değişen, gelişen, dönüşen ve teknolojik yeniliklere yenik düşen bayramlar dönemi başladı. Bayramlardan kaçmalar ,uzak yerlere tatil yörelerine gitmeler de arttı… Bayrama gitmeyi gerektiren, ziyaretine gidilecek büyükler de yok. Olanlar da, ya iletişimsizlik ya da miras kavgalarının mağduru oldular. Artık çatılarımızın altında yaşlısı bulunan evler de yok; ya huzur evlerindeler, ya da yaşlılar yurdundalar. Yaşlıların huzur evlerine tıkılmaları da ayrı bir sorundur artık…

İçtenliklerimizi, cömertliğimizi, bayram ziyaretlerini de unuttuk. Yaşam ve geçim koşulları nedeniyle, ülke içi göçlerle varoşlar oluşturduk. En kötüsü de ne biliyor musunuz? Çocukların hayalleri çalındı…

Sanat-Edebiyat, okuma bilinci, doğa sevgisi, çevre özeni diye bir şey vardı; eksildi yaşamımızdan. Kuşaklar arası iletişim ve ilişkiler de kağşadı. Şiddet toplumu olma, etik değerlerden kopma hayaldi; ama hepsi gerçek oldu. Üç şeye kurban gittik: Rant, para, ve değerler yozlaşması… Bu nedenle kavgasız bayramlara özlem duymak diye başlık attığım bayram yazıları bile yazdım…

Bugüne gelirsek;

-YKS’de görme özürlü öğrenciye, rehber olarak bir başka görme özürlüyü  rehber seçen zihniyetle, bu öğrenci nasıl bayram etsin ?

-Devlet buğday ithaline devam ederken, mahsulü tarlada kalan çiftçi nasıl bayram etsin?

- Dağlar delik deşik edilip, müteahhide aktarılırken; yöre halkı bayram edebilir mi sizce?

-Ya depremzedeler, perişanlıklar yaşarken; onların yalnız bırakılması hangi vicdana sığar?

- Uzaya astronot gönderen ülkemde; yangınlar, seller, trafik kazaları alıp başını giderken, kadın cinayetleri önlenemezken  bayram edebilir miyiz?

- Kültüre, Turizmi de eklenen bakanlık , dünyanın neresinde var? 25 milyon bayrama gidemeyecek bu bayramda…

- Anayasanın kaldırılması;Mahkemesi’nin kapatılması, laiklik yerine din ağırlıklı eğitim safsatasıyla,21.yy. başında  çağdaş ülke  olmak varken, Diyanet’i kullanarak  çağdışılığı yeğleyenler neyin peşindeler?

“Bayram gelmiş neyime kan damlar yüreğime’’ demeden, acılarınızı yüreğinize gömerek, bir yoksulun kapısını çalalım, bir yaşlının gönlünü alalım, bir öksüzün saçını okşayalım, bir yetimi sevindirelim, komşularımızın hatırını soralım yine de. İnsani olguları yitirmediğimizi gösterelim. Böyle düşüncelerin ve düşünenlerin giderek çoğaldığı bayramların başlangıcı olsun bu bayram…

Yine ,bir keşmekeş içinde de olsak, her gün bir başka acıyla da uyansak, canımız acısa da; bunların bayram sevincimize, huzura, mutluluğa engel olmadığı nice bayramlara ermek olsun dileğimiz.Sevgiyle, sağlıcakla ve hoşça kalınız…