‘Yurtta Sulh, Cihanda Sulh’ sözü, barışın sadece ulusal değil, evrensel boyutunu da en güzel şekilde ifade eder. Barış, toplumların huzur ve refah içinde yaşamasının temelidir. "Yurtta barış dünyada barış" özdeyişi gibi bu başlık da en çok Atatürk'e yakışıyor.

Dünya devletleri, ulusları onun heykellerini dikiyor; kimi yerlere adını veriyor, dünyanın en saygın yazarları hakkında kitaplar yazıyor ama biz ona, ilkelerine ve devrimlerine karşı çıkan yeni kuşaklar yetiştiriyoruz. Nasıl oluyor da dünyada Atatürk sevgisi sürerken içimizde düşmanları oluştu?

Pakistanlı, Atatürk denince önünü ilikliyor; Norveçli onun büyüklüğünü bizim işçilere anlatıyor, mazlum uluslar onu kendilerine örnek alıyorlar. Çağının değil nice çağların önderi olduğunu kabul ediyor; üniversitelerinde kürsüler açıyor bizde ise heykellerine-büstlerine zarar veriliyor; hatta ve hatta Anayasa'dan adını çıkarmaya uğraşıyorlar. Bu ne cesaret?

Atatürk ne yapmıştır? Uçurumun kenarında bir ülkeyi, emperyalizmin pençesinden kurtarmıştır. Yeni bir devlet kurmuştur. Padişahlığı kaldırıp, bireyin ön planda olduğu bir Cumhuriyet getirmiştir. Çağına uygun devrimleri yapmış; savaş sonrası ülkeyi kalkındırmanın savaşını da vermiştir. Laisizm'le din ve devlet işlerini ayırmış Diyanet İşlerini kurmuştur. Bilim ve aklı miras bırakmıştır Dil ve Tarih, ona göre ulus olma bilincinin iki kurumuna dönüştürülmüştür. Öğretim Birliği yasasıyla çağdaş eğitim- öğretim yapılmasını sağlamıştır.

Atatürk korkusu bazılarını hep tedirgin etmektedir. Düşmanlıklarını artık alenen göstermekten çekinmeyenler küreselleşmenin, ABD'nin, AB'nin, IMF'in sömürü düzeninin eseridir. Osmanlılıktan kurtulamadığımız için ulus ve birey olma yolunda, çağdaş uygarlığa koşullanan halkı sömürerek yol almak çabası boşunadır.

Atatürk demokrasinin temellerini atarak, eğitim, sanat-kültür bilim ve teknolojide devrimler gerçekleştiren bir cumhuriyet, yükselen ve yenilikçi bir Türkiye yarattı. Atatürk'ün "En büyük zafer silahsız kazanılır" sözü, barışın önemini ve değerini vurgulayan bir özdeyiştir. Yurt içinde barış ve huzur, ekonomik kalkınma, sosyal adalet ve bireysel özgürlüklerin temelidir. Bir asır boyunca, Türkiye, bu ilkeyi savunarak birçok zorluk ve engeli aşmayı başardı.

 Atatürk barış içinde Türk insanını mutlu kılmanın yolunu, güven ve huzur ortamı olan Cumhuriyet’te bulmuştur. Atatürk’e göre Cumhuriyet yeni ve sağlam esasları ile Türk milletini emin ve sağlam bir istikbal yoluna koyduğu kadar asıl fikirlerde ve ruhlarda yarattığı güvenlik itibarıyla büsbütün yeni bir hayatın müjdecisi olmuştur.

Bugün, savaşların değil, sevgi ve hoşgörünün hüküm sürdüğü bir dünya için hepimize büyük sorumluluklar düşüyor. Barış, sadece bir gün anılacak bir değer değil, her gün hayatımızda yaşatmamız gereken bir erdemdir. Yeni nesiller, Atatürk'ün izinde, bu değerli mirası koruyarak ve geliştirerek, Türkiye'yi daha aydınlık yarınlara taşıyacaktır.