15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleşen darbe girişimi Türkiye tarihi açısından en önemli dönüm noktalarından biridir...

Bu darbe girişimi 12 Eylül 1980 darbesinin değişen zaman ve koşullara göre uyarlanmış bir “replikası” gibidir...

Neyse ki toplum ve TSK’nın önemli bir bölümü bu darbe girişimi karşısında sessiz kalmamış ve gösterdiği tepki ile yeni bir 12 Eylül felaketinin yaşanmasını önlemiştir.

***

12 Eylül ve 15 Temmuz arasında kurduğumuz benzerlik ilk anda bu darbelerin siyasi hedefleri farklı olduğu için yadırganabilir...

Benzerlik darbenin arkasındaki güçtedir...

12 Eylül darbesi ve 15 Temmuz darbe girişimi, ABD’nin Türkiye’yi kendi planlarına göre dizayn etmek ve bu planların önündeki engelleri kaldırmak amacında birleşmektedir.

***

ABD’nin TSK yönetimindeki “çocukları” (kendi deyimleriyle “our boys”ları) aracılığıyla yapılan 12 Eylül darbesi o dönemde Türkiye’de güçlenin sol hareketleri ve toplumsal direnişleri sona erdirirken, ABD’nin desteğiyle TSK içinde örgütlenmiş olan FETÖ aracılığıyla yapılan 15 Temmuz darbe girişimi başarısızlığa uğramış, bunun sonucunda ABD’nin planları bir süreliğine de olsa bozulmuştur.

***

Darbe girişiminin önlenmesinde önemli rolü olan TSK Özel Kuvvetler Komutanı Emekli Korgeneral Zekai Aksakallı’nın darbe girişiminin yıldönümü dolayısıyla M5 Dergi'nin Genel Yayın Yönetmeni Ardan Zentürk'ün sorularına verdiği cevaplar bu benzerliği açık bir biçimde ortaya koymuştur...

Emekli general Aksakallı, darbenin niteliğini açıklarken "ABD’nin kendi çıkarlarına ve stratejik hedeflerine göre PKK, PYD, DEAŞ ve FETÖ ve içimizdeki diğer gayri milli unsurlar vasıtasıyla Türkiye Cumhuriyetinin bekasına yönelik faaliyetlerini yakından biliyoruz. 15 Temmuz 2016 FETÖ darbe girişimi de bunlardan biridir." ifadesini kullanmış ve şu bilgileri vermiştir:

“Türkiye Cumhuriyeti devletini parçalamaya yönelik girişimdir. Eğer başarılı olunsaydı kukla bir yönetimle ülkenin adım adım parçalanma sürecine gireceğini değerlendiriyorum. 15 Temmuz darbe girişiminin öncesini, girişimini ve sonrasını yaşamış bir asker olarak, ordunun emperyalist sistemin emrinde kendi halkına, kendi askerine uçakla, tankla hunharca saldırması dünya tarihinin ve bizim tarihimizin en dramatik hadiselerinden biridir. Bu tür felaketlerin yaşanmaması için darbe girişimin çok iyi incelenmesi, irdelenmesi, her yönüyle ortaya konması gerekmektedir. Dış etkilerden uzak, yalnızca kendi ülkesinin çıkarlarını düşünen, gayri milli ve gayri yasal faaliyetlerden arınmış milli ve muharip bir ordu, bu coğrafyada güçlü ve tam bağımsız olmanın en temel şartlarından biridir. Bunu sağlamanın yolu ise adalet ve liyakat temelinde ordunun kurumsallaşmasıdır. Bir ordunun karakterini üst komuta heyetinin öz geçmişinin ve safahatını objektif biçimde incelediğinizde anlayabilirsiniz. Darbe öncesine baktığımızda Türkiye sathındaki tugay ve alay seviyesindeki birlik komutanlarının çoğunluğunun FETÖ mensubu olduğunu görmekteyiz. Son yıllarda kurmay subay yetiştiren Harp Akademilerinden mezun olan subayların tamamına yakınının da FETÖ mensubu olduğunu (diğer Askeri Okullar da aynı) görüyoruz. NATO görevinde olan subayların çoğunluğunun FETÖ mensubu olduğu Genelkurmay ve kuvvet komutanlıklarının karargahlarında çok etkin olduklarını görmekteyiz.”

***

Aksakallı’nın FETÖ darbesi ile NATO arasında kurduğu bağlantı 15 Temmuz darbe girişiminden alınması gereken derslerin en önemlilerinden biridir...

Emekli general açıklamasının devamında bu bağlantıyı son derece açık ve net bir şekilde şu sözlerle dile getirmektedir:

“NATO, genelde ABD çıkarlarına göre hareket eden bir örgüttür. Tarihsel süreç içerisinde NATO’nun Türkiye’ye olan fayda ve zararları çok iyi incelenmesi gereken bir konudur. Kanaatimce NATO, Türk Ordusu’nun çağın gerekliliklerine göre gelişimini geciktirmiş ve engellemiştir. NATO, Amerikan stratejisi ve çıkarlarına göre hareket ettiğinden darbelerdeki etkisi de yadsınamaz.”

***

15 Temmuz darbesinde NATO’nun planları da bozulmuştur, ama NATO genişlemeye ve etkisini artırmaya devam etmektedir...

Önümüzdeki günlerde bu genişlemenin İsveç ayağı onaylanmak amacıyla TBMM’ye gelecektir...

Umarız, bu oturumda oy kullanacak olanlar 15 Temmuz kahramanı Aksakal’ın sözlerini unutmazlar!