Öğrencilik yıllarının kabusuydu.
Herkes için değil belki ama sınav öncesi ‘’İnşallah havuz problemi çıkar’’ diyene de rastlamadım hiç.
Ya da bana denk gelmedi öyleleri…
Hacmi, bir saatte gelen ve giden su miktarı belli olan havuzun kaç saat sonra tamamen boşalacağını hesaplamak için akla karayı seçerdik.
Zor ama bir o kadar da saçma gelirdi o tür sorular.
Nereden bilebilirdik ki, çalışma hayatına başladığımız günden itibaren yaşamın her evresinde o sorunun yanıtını bulmakla geçecek ömür
Toplumun kaymak tabakası için değil belki ama en azından orta ve dar gelirli kesimin yazgısı olacak o problem.
Biraz farklı biçimde olsa da…
Havuz yerine cüzdan olduğunu farz edin.
Bir elde kalem, ötekinde kağıt başlayın çözmeye;
Önce boş bir cüzdan düşünün.
Cüzdana giren miktar, 7 bin tl.
Yüzde 25 de zam.
Etti mi 8 bin 750 tl.
Şimdi de sıra giderlerde…
Ev kirası,
Çarşı, Pazar, market harcamaları
Elektrik, su, doğal gaz,
Giyim, kuşam,
Sağlık, eğitim…
Bu cüzdan dolmaz mı?
Bırakın dolmayı, son bahar yaprağı gibi, sararıp, solar, sonunda da dayanamaz düşer dalından.
Yaşam kulvarında karşılaşılan havuz probleminin okul sıralarındaki problemle farkı çözümsüz oluşu…
Niceleri göçtü gitti bu uğurda…
Onlar gitti, problem kaldı yadigar.
Hala bir elde kalem, ötekinde kağıt çözmeye çalışanlar var…
Çırpınma boşuna.
Zamanı tüketme boş yere.
Geleni artırıp, gideni azaltmadan olmaz…
O havuz hiç dolmaz…
Bak, dip göründü…
Böyle giderse,
Bırak dolmasını…
Çeperlerde kalan nemi de arar olacaksın.
Şu havuz problemi yok mu?
Şu havuz problemi…
Neler çektik okul sıralarında…
Neler çekiyoruz hala…