Tek adam yönetimine geçtikten sonra Türkiye en sıkıntılı dönemlerinden birini yaşıyor.

İçeride yönetme, dışarıda  temsil yetkisi sıkıntıya giren iktidar  parti devletlerinde veya tek adam yönetimlerinde sıklıkla görülen  “baskı yöntemini” çözüm olarak  görüyor. Bu çok yanlış bir tercih.  

Hafıza-i beşer nisyan ile malüldür. Muallim (Öğretmen) Naci’ye ait olduğu sanılan bu sözün günümüzdeki anlamı  İnsan hafızasının geçmişte yapılanları unutması anlamındadır.

….

İktidar 31 Mart seçimini kaybettikten sonra “aklı-selim” düşünme yetisini de kaybetti.

İktidar diyorum alışkanlıktan… Normal koşullarda iktidar, ortak aklın egemen olduğu yönetim erkidir.

Bizdeki yönetim tek adam yönetimidir.

Güç tek adamda olduğu için etrafındakilerin itiraz veya öneri hakkı yoktur. Biat kültürü hakimdir.Sağlıklı ve mantıklı düşünme yetisi yok olunca örnekleri  1950’li yıllarda görülen yöntemlere başvurulmaya başlandı.

Rakipleri içeri attırmak, aleyhte yazan gazetecileri hapse tıktırmak, gazeteleri kapattırmaktı.

Bu yazının yazıldığı saatlerde sosyal medyada en çok atılan başlık “Yeter”, “Yeter artık. Gazetecilik suç değildir” tepkisiydi.  Çünkü genç kuşağın en önemli isimlerinden Murat Ağırel ve Timur Soykan yine bir şafak operasyonuyla gözaltına alınmışlardı.

Her iki gazetecinin suçu “habercilik” yapmalarıydı.

Murat Ağırel  “İBB’de 564 milyon TL” yolsuzluk suçlamasının “yalan olduğunu ortaya çıkarmış, Timur Soykan da Muğla’da bir devlet hastanesinin özel  sektöre kiralanan görüntüleme biriminde hastalara gereğinden çok fazla radyoaktif madde yüklendiğini belgelemişti.

Sadece iki meslektaş mı…

Hayır.

Onlarca gazeteci içeride yüzlercesi hakkında da soruşturma ve yargılama devam ediyor.

Bilmeyenler için anımsatayım Andan Menderes iktidarının son döneminde Anayasa ve yasaların üstünde görev tanımlamasıyla TBMM’de bir tahkikat komisyonu kurdurmuştu.

18 Nisan 1960'ta kurulan ve tamamı DP’li milletvekillerinden oluşan 15 üyeli  komisyonun görevi  muhalefet ve basının faaliyetlerinin denetlenmesiydi.

27 Mayıs 1960 ihtilali ile kaldırılan komisyonun görevi özetle şöyleydi.

-Türkiye Büyük Millet Meclisi Tahkikat encümenleri ve naib olarak vazifelendirecekleri tali encümenler; Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu, Askeri Muhakeme Usulü Kanunu, Basın Kanunu ile diğer kanunlarda Cumhuriyet Müddeiumumisine, sorgu hakimine, sulh hakimine ve askeri adli amirlere tanınmış olan bilcümle hak ve selahiyetleri haizdir.

-Türkiye Büyük Millet Meclisi Tahkikat encümenleri:

 -Tahkikatın selametle cereyanını temin maksadıyla her türlü neşriyatın yasak edilmesine,

 -Neşir yasağına riayet edilmemesi halinde mevkute veya gayrimevkutenin tabı veya tevziinin men’ine,

 -Mevkute veya gayrimevkutenin toplatılmasına, mevkutenin neşriyatının tatiline veya matbaanın kapatılmasına,

- Tahkikat için lüzumlu görülen veya sübut vasıtalarından olan her türlü evrak, vesika veya eşyanın zaptına,

-Siyasi mahiyet arzeden toplantı, hareket, gösteri ve emsali faaliyetler hakkında tedbir ve karar almaya,

-Tahkikatın selametle intacı için lüzumlu göreceği bilcümle tedbir ve kararları ittihaz etmeye ve Hükümetin bütün vasıtalarından istifade eylemeye, Dahi selahiyetlidir.

-Türkiye Büyük Millet meclisi Tahkikat encümenlerince ittihaz olunan tedbir ve kare kararlara her ne suretle olursa olsun muhalefet edenler bir seneden üç seneye kadar ağır hapis cezası ile cezalandırılırlar.

-Türkiye Büyük Millet Meclisi Tahkikat encümenlerinin yaptığı tahkikat gizlidir. Bu gizliliğe riayet etmeyenler veya malumatlarına müracaat suretiyle yahut sair suretlerle muttali oldukları tahkikatla ilgili hususları veya hadiseleri ifşa edenler altı aydan bir seneye kadar hapis cezası ile cezalandırılırlar.

-Türkiye Büyük Millet Meclisi Tahkikat encümenlerince ittihaz olunan karar veya tedbirler kati olup aleyhine itiraz olunamaz.

Günümüzün tahkikat komisyonları da özel olarak görevlendirilen kişiler ve birimler…

Gazetecilik bir kamu görevidir ve halkın hakkını, hukukunu savunur. Haber alma hakkı anayasal bir haktır. Engellenemez.

Gerçekten yeter artık!