Geçtiğimiz günlerde oldukça tartışmalı bir şekilde çıkan sokak hayvanlarına ilişkin yasa toplumu ikiye bölmeye devam ediyor. Anket verilerine göre halkın yüzde 65'i sokak hayvanlarının toplatılmaması konusunda fikir beyanında bulunurken yüzde 25'lik bir kesim ilgisiz olduğunu belirtti. Geriye kalan yüzde 10 ise olaya karşı olumsuz görüş beyanında bulundu.
TİP vekili Sera Kadıgil konuya ilişkin bot hesaplardan yapılan algı oluşturma çabalarına değindi. Sokak hayvanları saldırısına uğrayan insan sayısı ile çocuk istismarı/ kadın cinayeti/ çocuk işçi ölümü sayıları gibi Türkiye'nin kanayan yarası olan konular da konuşuldu ve asıl bir şeyler yapılması gereken konulardan ziyade masum canlara odaklanılmasına duyulan derin üzüntü ve öfkeye değinildi.
Pek çok doktor hayvanlardan kapılan enfeksiyonlar hakkında yorum yaparak bunun oldukça nadir bir ihtimal olduğunu belirtti. Aynı zamanda ünlülerden de sokak hayvanlarının toplatılma kararına ilişkin tepkiler yağdı.
Şimdi asıl değinilmesi gereken konuya değinelim. Bir hayatın başka bir hayattan daha değersiz olduğunu düşünmek dünyadaki tüm kötülüklerin asıl sebebidir. Bir canlının hayatına son vermenin bu kadar kolay alınabilecek bir karar olmaması gerektiğinin altını çizerek belirtmek istiyorum. Bunun haricinde toplumdaki bir kesimin taleplerinin sürekli ihmal edilmesi ve bastırılması demokrasiden tamamen uzakta bir tavır.
Hayvansever olmak aktivist bir harekettir ancak bizler kültürümüz gereği zaten hayvansever insanlarız. Toplumumuzun vicdanını hedef alan ve belirli bir kitlenin devletinden beklentilerinin sürekli bastırılması büyük bir tepkiye yol açmaktadır. Bu karar oldukça vicdansız bir toplum yaratacaktır.
Cumartesi günü Kadıköy'de miting düzenlendi ve bugün Ankara'da düzenlenecektir. 28.07.2024 tarihinde, Anıtpark'ta hayvanseverler toplanacaktır.
Konuya ilişkin düşüncelerinizi Cimer'e bildirerek de bu sürece katkıda bulunabileceğinizi belirtmek isterim.
Sokak hayvanları sahipsiz değildir!