Önceki yazımızda bir grup gazeteci ile Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Türkiye Direktörü Yasser Ahmad Hassan’a çalışma hayatına ilişkin ILO’nun hassasiyetlerini sormuş, asgari ücretin ILO için önemini ve seviye belirlenirken önceliklerinin neler olduğunu sormuştuk.
Yazımızın ikinci bölümünde; enflasyonun yüksek olduğu bir dönemde asgari ücrette artış yapılmadığı için geçim standartlarının ciddi şekilde bozulduğu Türkiye’den, ‘Asgari ücreti siz belirleyin’ teklifi gelirse ILO’nun nasıl bir yol izleyeceğini ve diğer ülkelerdeki yöntemi sorduk?
Hassan şu yanıtı verdi: “3’lü taraflar (Hükümet, işveren ve işçi sendikaları) asgari ücreti birlikte belirleyelim derlerse, teknik destek veririz. Önce genel merkezimize Cenevre’ye sorarız. Şimdilerde Meksika’da yapıyoruz. Cenevre’den kıdemli bir uzman gelir. Burada hane halkı yaşam maliyetleri, işletmelerin sürdürülebilirliğine ilişkin araştırmalar, anketler yapılır. Yine işletmelerin rekabetçilik gücünü de göz önüne almak gerekir. ILO’nun yaptığı, çalışanların ihtiyaçları ile işletmelerin imkanlarını belirlemek. Bu konuda 3’lü tarafların kendi çalışmaları sonucu ellerinde olan verilere bakılır. 2008-2009 krizinden sonra İrlanda’da benzer durum ortaya çıkmıştı. ILO devreye girmiş, ücretlerin artışına 3 yıllık üst sınır konulmuştu. Firmaların rekabet edebilirlik ihtimallerinin 3 yıllık olduğu görülmüştü. Yine Güney Afrika’da 2015 yılı örneği var.”
‘Güney Afrika’da ILO’dan önce durum ne idi, sonrasında ne oldu ve hangi kesimlerden talep geldi?’ yönünde bir soruya da Hassan, ülkenin 3’lü diyalog mekanizmalarının şartları oluşunca ILO’dan talepte bulunduğunu söyledi. ILO’da 3’lü diyalog mekanizmasının asgari ücreti tartıştığını, sorunları konuştukları bir çalışma meclisi oluşturulduğunu dile getiren Hassan, ILO yetkililerinin de anketler aracılığıyla ülkedeki verilere ulaştığını ve ortalama ücret, hane halkı geçim endeksleri, işletmelerin ekonomik koşullarına bakarak teknik destek verdiğini kaydetti. Tüm bunlar önemli olurken sadece ortalama ücrete bakmanın da sağlıklı olmayabileceği notunu da düştü.
TÜİK ve ENAG arasındaki farklı veriler
Hassan’a TÜİK tarafından hazırlanan verilerin kamuoyunda güvenilir bulunmadığı hatırlatılarak, ‘ENAG gibi anket ile ölçüm yapan kurumların verilerine de bakılır mı?’ sorusu da yöneltildi. Hassan; “Farklı farklı veriler olabilir. Merkez Bankası’nın verilerine bakılabilir. Bu tercih 3’lü tarafın ortak konusudur. Önemli olan üretilen verinin doğrulanabilmesidir. Bu çerçevede Türkiye için bunlardan hangisinin doğru olduğunu söylemek için çok farklı değerleri de görmek gerekir” değerlendirmesi yaptı.
20 bin çocuk işçi kurtarıldı
ILO Türkiye Ofisi’nin diğer çalışmaları hakkında da bilgiler veren Hassan; son 3 yılda 20 bin mevsimlik işçi ve tarımda çalıştırılan 20 bin çocuk işçinin hayat kalitesinin düzeltilmesine katkı verdiklerini de anlattı. 7 binden fazla çocuk işçinin yer aldığı aile üyeleri üzerinde de somut iyileştirmeler yapıldığını kaydeden Hassan, “2000’lerden bu yana dünyada 240 milyon çocuk işçi tespiti yapılmıştı. ILO’nun da katkılarıyla bu sayı 2016 yılında 80 milyon gerileterek 160 milyon kişiye düşürülmüştü. 2020’deki Covid ile birlikte çocuk işçiliğinde sayı yeniden artmaya başladı” diye anlattı.
HAK-İŞ ve DİSK başarılı...
Mülteciler olarak bilinen geçici korunma altındaki kesimlerle ilgili çalışmalar hakkında da bilgiler veren Hassan, Türk ve yabancı bireylerden 33 bin kişinin kayıtlı istihdama geçişinin sağlandığını anlattı. Kadın kooperatiflerini destekleyerek kadınların işgücüne katılımını artırmaya çalıştıklarını belirten Hassan, “Ev işçiliği, 10 günden az çalışanların uzun süreli sigortalılıktan yararlanamıyorlar, bu konularda da çalışmalar yapıyoruz” dedi. HAK-İŞ’e bağlı Hizmet-İş’in 2020’den bu yana 13 bin ev işçisi kadını örgütlediğini hatırlatan Hassan, “HAK-İŞ ve DİSK çalışma hayatında şiddetin durdurulması için kendi programlarını geliştirdiler. Şimdi toplu iş sözleşmelerine (TİS) madde koyuyorlar” dedi.
Tarım çalışanı kadın işçi olarak görülmemiş
Türkiye’de kadın erkek çalışan arasında ciddi oranda ücret açığı olduğunu fark ettiklerini anlatan Hassan, Eurostat verilerine göre bu tespiti yaptıklarını kaydetti. Hassan, “Türkiye’de bu verilerde kadınlar lehine ilginç sonuçlar çıkıyordu. Biz de TÜİK ile birlikte bir çalışma yaptık. Ücret üzerine olan çalışmalar gösterdi ki; kadın istihdamında tarım, küçük işletmeler gibi yerlerde çalışan kadınlar istatistik dışında tutuluyor. O zaman verilerin neden kadınlar lehine çıktığı anlaşıldı. Sonra bu eklemeler yapılınca, erkeklerin aldığı ücretle kadınların aldığı ücret arasında yüzde 15.6 oranında kadın aleyhine sadece kadın çalışan olduğu için cinsiyetçi bir durumun olduğunu belirledik. Erkek 100 lira alırken, kadın 84,6 lira alıyordu. Bu çalışmamızın ardından sendikalar toplu iş sözleşmelerine (TİS) kadınlar lehine bu konuda maddeler eklemeye başladılar” diye anlattı.
Canan Erçetin hayranı…
ILO Türkiye Direktörü Yasser Ahmed Hassan’ın pek bilinmeyen özelliklerinden de bahsedelim. Hassan 2004 yıllarında Mısır’ın Ankara Büyükelçisi olarak görev yapmış. 2013 yılından itibaren de ILO’nun Cenevre’deki merkezinde kıdemli direktörlük görevi üstlenmiş. Türkçe konuşma ve öğrenme konusundaki çabalarını anlatırken, Sezen Aksu, Kayahan, Müslüm Gürses’i dinlediğini, Hammâmîzâde İsmâil Dede Efendi’den ‘Yine Bir Gülnihal’i öğrendiğini söyledi. Özellikle Candan Erçetin’nin şarkıları ile Türkçesini geliştirdiğini vurgularken, Erçetin’i geçtiğimiz 21 Haziran’da Ankara’daki konserine gidip dinleyecek kadar sevdiğini anlattı.