Resmi Gazete’de dün 2025 yılında emlak vergisinden, MTV’ye, çevre temizlik vergisinden harçlara, trafik cezalarından VUK’daki cezalara, gelir vergisi hadlerini, IMEI kayıt harcından, otoyol geçiş ücretlerine, yurtdışı çıkış harcına kadar birçok kalemde yüzde 43,93 oranında artış yapılacağını ortaya koyan yeniden değerleme oranı (YDO) yayımlandı.

Bununla birlikte yüksek oranlı YDO nedeniyle dezenflasyon sürecinin olumsuz etkileneceği yönünde görüşler de dile getirilmeye başlandı. YDO’yu bilindiği gibi Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın geriye dönük vergilerini günümüz oranlarına getirilmesi eskâle edilmesi olarak ifade edebiliriz. Ya da geçen yılın ekim ayından bu yılın ekim ayına kadar olan Üretici Fiyatlar Genel Endeksi’nde (ÜFE) meydana gelen ortalama fiyat artışı olduğunu belirtelim. Üretici enflasyon oranı nedir diye merak eden olursa, YDO’yu aslında üretici fiyatları endeksinde (ÜFE) ‘malumun ilamı’ olarak da ifade edebiliriz.

Peki YDO’daki bu yüksek oranı piyasalarda fiyatları artırır mı? diye sorarsanız, doğrudan piyasalarda fiyatların da bu oranda artıracağı anlamına gelmeyeceğini, etkisinin öyle beklendiği kadar büyük olmayacağını belirtelim.

Kamuya önemli gelir getirecek kalemlerin tahsilat oranlarını arttıracak olan YDO ile ilgili olarak sadece motorlu taşıtlar vergisinin (MTV) Cumhurbaşkanınca yüzde 50 oranında indireceği yönünde Hazine ve Maliye Bakanlığı’nda bir görüşün hakim olduğunu belirtelim. Ama onun için ayrı bir kararname çıkarılacak.

Eğer MTV’de indirim olmaması halinde 2025 yılında en düşük motorlu taşıtlar vergisi 347 liradan 499,44 liraya çıkarken, en yüksek motorlu taşıtlar vergisi ise 160 bin 285 liradan 230 bin 698,2 liraya yükselecek. Bu arada, yurt dışından getirilen telefon IMEI kayıt harcı 31 bin 692 liradan 45 bin 614,3 liraya çıkarken, yurt dışı çıkış harcı 500 liradan 720 liraya çıkacak.

Tabi YDO’nun Resmi Gazete’de yayımlanmasından bir gün önce Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de “Bu sene enflasyonu 44-45 civarında bir rakamla kapatacağız gibi görünüyor. Evet hedefimizin bir miktar üzerinde çünkü hizmet enflasyonunda maalesef büyük katılık var, o katılığın kırılması biraz zaman alıyor. Öngördüğümüzden biraz daha fazla zaman alıyor. 2025'te enflasyon düşmeye devam edecek. Çünkü para politikasının gecikmeli etkisi var, ayrıca maliye politikası bu seneye göre daha sıkı olacak” dedi. Hakkını yemeyelim “Ayrıca maliye politikası bu seneye göre daha sıkı olacak” lafını da ekledi. Maliye politikasının temelinin de vergilerin artırılması anlamına geldiğini ufaktan çıtlatalım…

Görünün o ki, yılsonu TÜFE enflasyon beklentisi ile ÜFE enflasyonu olan YDO eşit oranda gelecek görünüyor. Geçmiş yıllarda YDO’nun TÜFE’den çok daha yüksek olması tartışmaları alevlendirirdi. Bu durum 2002 ve 2022 yıllarında yaşanmıştı. Aradaki fark 2002’de yüzde 26, 2022’de yüzde 37 puana kadar çıkmıştı.

Bu arada herkeste YDO’daki yüzdelik orana göre asgari ücrette de bu oranlara yakın bir artış beklentisi oluşması dikkat çekti.

Yanılmayalım, asgari ücret artışı ileriye dönük alınacak ücretlerdeki artış anlamına gelirken, YDO Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın geçmiş yıl vergilerinin güncellemesi olduğunu hatırlatalım.

Asgari ücretle ilgili baskın görüşü de belirtelim. Bir süredir aylık enflasyon oranı yüzde 2.5-3 aralığında geliyor. Bu da 2025 yılı enflasyon beklentisinin de yüzde 24-36 aralığına gelebileceği şeklinde yorumlanıyor. O nedenle asgari ücrette gelecek yıl enflasyon beklentisi oranında bir artışın yapılacak olabileceğini ben şimdiden duyurmuş olayım!