Okurlar, 2024 yılı içerisinde emeklilik dilekçesini verip vermeme konusunda kararsız. Bize gelen soruları paylaşayım. “Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı niye ‘2025’te emekli olanlarda yüzde 30 kayıp olacak’ diyor. Bakanlık olarak ‘siz orada ne yapıyorsunuz?’ Gerekli düzenlemeyi neden yapmak istemiyorsunuz? Emekli olacakların yerine yeni kadro açılmasını mı istiyorsunuz”? şeklinde geliyor. Tabi soruların muhatabı bakanlık olduğu için onların cevap vermesini bekliyoruz.
Ama iktidarın ekonomi tarafının Çalışma Bakanlığı’nın ‘güncelleme katsayısını düzeltme’ şeklindeki çalışmasına sıcak bakmadığını belirtelim.
Nedeni emekliler sonrası ‘kadro açılsın, yeni alımlarla istihdam yaratılsın’ mı, yoksa emekliliği gelenler bir fırsat veriyor, ‘kamuda fazlalık var emeklilikle, azalsın personel ödemeleri düşsün’ diye mi düşünülüyor bilemiyoruz.
Ama geçtiğimiz eylül ayının başında HAK-İŞ’in yılsonu enflasyonunun yüzde 35-38’e düşeceğini öngören hükümetin planına göre 2023’teki yüzde 65’lerdeki enflasyon 2024’te yüzde 38’lere düşeceği için 2025 emeklilik halinde 2024’ün enflasyonuna göre yüzde 25-35 kayıp hesabı yaptığını belirtelim.
Ancak bu yılsonunu enflasyon, yüzde 46-48 aralığında kapatacak. O zaman da yüzde 35 enflasyona göre yüzde 25-35 aralığındaki kayıp yüzde 15-25 aralığına gerileyecek. O nedenle emeklilik için ‘iyi hesap yapın’ diyoruz. Buradan ben kendi rakamımız verelim. 2025’te emeklilik dilekçesi verecek olanların kayıp oranı yüzde 20-21’i geçmeyecek.
Gelelim emekliliğe karar verirken ‘iyi hesap edin’ sözümüze…
Gelecek yıl emekli olacak olanlar düşüşü göze alıp emekli olmayacakları gibi, her yıl emeklisi gelenlerin sayısı arttıkça, yukarıda ekonomi tarafının ‘gidenler gitsin’ hesabı sürecek mi? Öyle ya; emekli olacak sayısı arttıkça, ücret kaybı nedeniyle olmayacaklar. O zaman artan bu kesimlerin hükümet üzerinde oluşturacağı baskı gelecek yıldan itibaren artmayacak mı?
İkinci olarak emekliliği tercih edecek olan kesimler daha çok KİT’lerdeki kamu işçileri ve deneyimli işçiler olacak. Bu kesimler dışarıda yeniden iş sahibi olma konusunda o kadar da şanslı değiller. Bu nedenle de zorunlu olmadıkça emekli olmayacaklardır diye düşünüyorum.
Üçüncüsü ve daha önemlisi önümüzdeki yıl zorunlu olarak emekli olacak kişi iseniz emeklilik dilekçesini verip, yüzde 20’lerdeki kayba girmeyebilirsiniz. Onun dışındakilerin gelecek yıllarda ‘güncelleme katsayısında’ bir şekilde iyileştirme olacağı için beklemesinde fayda var.
Bir başka daha önemli olanı da kaba bir hesapla verelim: Bugün yaklaşık 60 bin lira maaş alan biri yılda 720 bin lira maaş alacak. Emekli olursa maaşı 41 bin liraya gerileyecek. Emekli olduktan sonra yılsonuna kadar 480 bin lira maaş alacak. Aradaki fark 240 bin lira olacak. Aylık 20 bin lira demektir. Yüzde 20 kaybı göze almak ile aylık 20 bin lira almanın tercih durumu size kalmış. Dahası emekli olursanız artık maaşınız bu tutardan gidecek.
Şimdi siz söyleyin ‘Neden emekli olunması için belli rakamlar telaffuz ediliyor’ sorunuzu cevabını. Kadro açılması ise “böylece istihdam yaratılıp, işsizlik rakamları düşürülmüş” olur. Eğer ‘fazla kadro var da; gitsinler personel maliyetleri düşsün’ niyetiyle yapılıyorsa, hemen önümüzdeki yıldan itibaren emekli olmayıp bekleyenlere yenileri eklendiği için artan emekli adayı sayısına iktidar dayanabilecek mi?