Bu sezon o kadar ilginç bir 1. lig yaşıyoruz ki sormayın gitsin…
Puan cetvelinin play-off hattında 7.durumda averajla sıralanan İstanbul, Ankaragücü ve Gençlerbirliği’nin düşme bölgesinin 17 ve 18.sırasındakilerle arasındaki makas aralığı sadece 3 puan… Yani bir hafta önce süper lig hayalleri kuran ekiplerin, alınacak bir yenilgiyle bir alt lige düşmekten nasıl kurtulurum diye strese girmesine şaşırmamak lazım. Ondan sonra da tam 5 takım 22 puanla yer alıyor. Gel de atalarımızın “ne oldum dememeli, ne olacağım demeli” sözlerinden gerekli dersi çıkarma?
Gençlerbirliği, aldığı başarılı sonuçlar ile (3 galibiyet, 2 berberlik ve 1 yenilgiyle) 11 puan toplayıp bulunduğu tehlike bölgesinden (17.sıra) süratle play-off hattına erişti. Son 4 haftada yenilgi görmeyen kırmızı-siyahlılar, bu süreçte asıl gelişimi, 3 santraforunun (Djitte 3. Gökhan 1, M.Yatabare 0) sadece 4 katkısıyla kaydettiği gol sayısını 7’den 17’ye çıkarmasıyla yaşadı.
Benim asıl değinmek istediğim konu, Başkent ekibinin 16 maçta 10 kişi kaldığı Ş.Urfa deplasmanı hariç kaybettiği ve kazandığı tüm karşılaşmaların tek farkla sonuçlanması… Yani koca çınar, tüm rakiplerine “zor atarım ama zorda yerim” mantalitesini kabul ettirdi. Ancak çok zor geçmesi beklenen Bandırma ile Ümraniye deplasmanlarında maçların skorları bizi şaşırttığı gibi Recep Karatepe hocanın da “önemli olan kazanamasak da kaybetmemizdi” mantığını ön plana çıkardı. Ben hocanın sözlerini bir tık daha arttırarak, her iki maçta da 3 puandan olan taraf rahatlıkla kırmızı-siyahlı ekipti.
Gerçekten Gençlerbirliği’nde Serdar Karatepe’nin takıma yerleştirdiği en çarpıcı detay; rakip kim olursa olsun, skor üstünlüğü hangi taraftaysa fark gözetmeden oyun disiplininden kopmamasıydı. Bandırma gerçekten maç sonunda 1 puana şükreden taraf konumundaydı. Bunda bir gol atan, bir şutu direkten dönen ve bir şutunda da rakip kalecinin kurtardığı Nalepa kadar, pozisyon üretim makinesi gibi çalışarak asist sayısını 4’e çıkaran Amilton, 4 gol-1 asistle tüm santraforları geride bırakan Metehan Mimaroğlu ile Serdar hoca kızacak ama savunma istatistikleriyle ön plana çıkan Zuzek, Etebo ve tam 5 kurtarışa imza atan kaleci Erhan büyük rol oynadı.
Şimdi ilk yarının bitimine 3 maç kaldı. Adana. Sakarya (D) ve Y.Malatya’dan alınacak 9 puan Gençleri bambaşka bir noktaya götürür.
Unutmadan gelişim sürecindeki Recep Karatepe’ye söyleyecek tek sözüm; futbol yorumcularıyla, gerçek spor yazarlarını aynı kefeye koymaması olacak.
KEÇİÖREN BİLEK GÜCÜYLE
Biri 114 diğeri 101 yıllık koca çınarlarla aynı ligde olmasına rağmen başarılarla dolu geçmişlerine ve büyüklükleri karşısında hep geri planda kalan Keçiörengücü için tek bir yol vardı… O da başarılı olmak.
İyi bir kadro kurmak her zaman yeterli olmuyor, bunu istenilen hedefe ulaştırmak için bir de iyi bir teknik yönetici de elzemdir. Öncekiler için kötü demek asla haddim değil… Ben işlerin yolunda gitmesi için kan uyumuna inanırım.
Başkent temsilcileri içinde en iyi ofans oyuncularına sahip olan mor -beyazlılar, şu sıra arzuladığı teknik yöneticiyi bulmanın mutluluğunu yaşıyor. Teknik Direktör Erkan Sözeri ile biri kupa olmak üzere 5’te5 yaptı. Ligde Manisa ve İstanbul’u geçen Keçiören deplasmanda da Ş.Urfa ile Ümraniye’yi geçmeyi başararak 27 puanla 5. sıraya kuruldu.