Geçtiğimiz hafta sonu Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın TBMM Plan ve Bütçe Komisyon’ndaki 2025 yılı bütçe görüşmelerinde Bakan Mehmet Şimşek, “Geçen sene asgari ücret yüzde 107,5 arttı. Enflasyon neydi, geçen sene enflasyon neydi? Yüzde 65” ifadeleri ile kafalarda yeni bir soru işareti yarattı.
Çünkü Bakan Şimşek’in bahsettiği 2023 yılı 14 Mayıs’ında seçimler vardı. Hükümet 2022 temmuz ayında 5 bin 500 olan asgari ücreti, seçim yatırımı nedeniyle 2023 Ocak ayında net 8.506,80 TL olarak belirledi. Ancak 2024 yılı mart ayındaki yerel seçimlerin de hesabını yapan iktidar, asgari ücreti 1 Temmuz itibarıyla net 11.402,33 TL’ye 2024 yılı başında da 31 Mart 2024 seçimleri öncesi yüzde 49 artışla 17 bin liraya çıkardı.
Dolayısıyla 2025 başında açıklanacak asgari ücrette hükümetin elin çok rahat ve geçen iki yıldaki bonkörlüğü göstermeyeceğini söyleyebiliriz.
Ama asgari ücret pazarlığına da bir yerden başlanması gerekiyor. Ekonomide yarattığı bozulmayı gidermek için şimdi ciddi bir dezenflasyon uygulaması içerisinde olduğunu gerekçe gösteriyor.
Ancak o gerekçesinde de tutarlı değil!
Çünkü geçen Eylül ayında açıklanan orta vadeli programda (OVP) 2025 yılı enflasyonu yüzde 17,5 olarak açıklandı. Daha üzerinden bir ay geçmeden 8 Kasım tarihinde Merkez Bankası, 2025 yılı enflasyonunu orta noktası yüzde 21, tavanı yüzde 26 olarak revize etti. Yani aslında bir ayda hedefler değişti.
Nitekim Merkez Bankası önce 2024 yıl sonu enflasyonu için yüzde 38 tahmini yapmıştı. Sonra 8 Kasım tarihindeki toplantısında ise yılsonu enflasyonunu yüzde 44’e çıkardı. Yine 2024 yılı enflasyon oranı Eylül ayındaki OVP’de 41,5 olarak belirlenmişti. Merkez Bankası hem kendi enflasyon hedefini hem OVP hedefini revize etti.
E, peki iktidar pazarlığı nereden başlatması gerekiyor?
Çünkü enflasyon yüksek, hedefler sıklıkla değişiyor, beklentiler karşılanmıyor, mevcut asgari ücret çay-simit parasının bile altında kaldı.
O nedenle asgari ücrete yapılacak zamma oran yönünden bakmaktan çok bir kişinin asgari geçimini sağlayacak seviyeye çekilmesi gerekiyor.
Yüzde 30 zam yapılsa, asgari ücret 22 bin 102 lira, yüzde 35’in karşılığı 22 bin 950 lira, yüzde 40’ın karşılığı 23 bin 802 lira, yüzde 45’in karşılığı yüzde 24 bin 653 lira, yüzde 50 artış olsa 25 bin 503 liraya çıkacak.
Görüyorsunuz oranlar 15 milyon kadar çalışanın ücreti olan asgari ücreti ne kadar pespaye, ne kadar umut kırıcı olduğunu gösteriyor!
Öte yandan iktidarın sıklıkla sığındığı ‘bütçe olanakları’ gerekçesinin de kamudaki israfa bakınca ne kadar samimiyetsiz olduğu da görünüyor. Yine kayıt dışı ekonominin üzerine de yeterince gidilmemesi, vergide adaleti sağlayacak düzenlemelerin 22 yılda getirilememesi ve yapısal reformların yapılmaması da 22 yılın her yılında olduğu gibi bugün de ‘asgari ücrette artış ne kadar olmalı’ tartışmalarının sürmesinin nedeni.