Defalarca kez üzerine konuşulan ve çözümsüz kalan konulardan birisi şüphesiz Şengen bölgesine vizesiz girebilme imkanı... Bu konu hakkında gerek siyasetçilerin gerekse Avrupa Birliği'nin Türk halkına verdiği sözler mevcut ancak halen yerine getirilmedi... Geçtiğimiz günlerde Özgür Özel konuyu tekrar gündeme getirdi ve CHP'nin iktidara geldiği takdirde vize meselesinin çözüleceğini belirtti. Bu konu halkımızda artık adeta temcit pilavı etkisi yaratmaktadır ve güven git gide azalmaktadır.

Avrupa Birliği ile 2016'da yapılan Göçmen Antlaşmaları'nın sonucunda Şengen bölgesine vizesiz girebilme konusu tekrar gündeme gelmişti. Avrupa Birliği aday statüsüne sahip ülkeler arasında AB'ye vizesiz giremeyen tek ülkenin Türkiye olduğunu da burada hatırlatmak isterim. Bu konunun üzerine Türk bürokratlarının yeterince düşmediği kanaatindeyim. Vatandaşlarımız kur farkına rağmen biriktirebildiği az biraz para ile kültürel gezi yapmak istiyor ve gerek maddi gerekçelerle gerekse vize sıkıntısı çekmemek adına Balkan ülkelerine bir yığılma gerçekleşiyor. 

Ne zaman bir Balkan ülkesine gitsem etrafta o kadar çok Türkçe duyuyorum ki... İmkan dahilinde yapılabilen tek şey haline geldi artık. Üstelik bu vize sadece turistler için değil işçiler ve öğrenciler için de ciddi bir stres yaratmaktadır. Örneğin İtalyan Konsolosluğu'nun 1000'e yakın İtalyan üniversitesinden kabul almış öğrencinin vizesini halen vermemesi konusunda bürokrasinin gerekli baskıyı kurması ve vatandaşlarına sahip çıkması gerekmekte. Vize konusunda mağduriyetler artarken yurt dışı konusunda atılan tek adım harç puluna zam yapmanın ötesine geçemiyor...

Montaigne sınırlar ve insan özgürlüğü hakkında harika bir cümle kurar: "Bana Hindistan'ın en ücra köşesine gitmeyi yasaklasanız tüm keyfim kaçar." Bu sınırlar şüphesiz birlikte kurduğumuz en kötü hayal, bu korkunç hayalin bu yüzyılda yıkılması mümkün gözükmüyor ancak en azından ulus devletler her şeyi yasal yoldan yapmaya çalışan etik vatandaşlara yardımcı olmalılar...