Kaç zamandır bir “Netanyahucu” (!) arıyorum...
Bulamıyorum...
Ama nasıl oluyorsa oluyor, kimse adamı yıkamıyor!
***
Netanyahu, İsrail tarihinde en uzun süre başbakanlık yapmış siyasetçi...
1996-1999 ve 2009-2021 yılları arasında başbakanlık yaptıktan sonra 2022’de tekrar başbakan olmuş...
Görünüşe bakılırsa, İsrailliler de dahil hiç dostu yok.
***
BM’de İsrail aleyhine kopan fırtınanın Netanyahu’yu pek sarsmadığı çok açık; çünkü BM giderek yaptırım gücünü yitiren sembolik bir kuruma dönüşmüş bulunuyor...
Buna karşılık, Netanyahu’nun iktidar olduğu yıllar İsrail’de en yoğun kitlesel protesto hareketlerinin yapıldığı yıllar... En son Tel Aviv başta olmak üzere Batı Kudüs, Hayfa ve Netanyahu’nun kendi bölgesi Kayseriya kitlesel protestolarla sarsıldı...
Adam ne zaman iktidara gelse, gösterilerin, protestoların ardı arkası kesilmiyor; üstelik gösterilere toplumun hemen her kesimi -fanatik Yahudiler de dahil- katılıyor...
Ama Netanyahu hükümeti bir türlü yıkılmıyor!
***
Peki, neden?.. Acaba bu adam dışarıda bu kadar katliam yapar ve ortalığı karıştırırken içeride işleri çok mu iyi idare ediyor?..
Tam tersine...
Netanyahu döneminde İsrail’in yalnız dış politikası değil; ekonomisi de batmış durumda!
***
Yoksa, ordu ve istihbarat örgütleri onu çok “seviyor” ve “kolluyor” da ondan mı?...
O da şüpheli... Ordunun başındaki genelkurmay başkanı ile adamın arası berbat!.. İstihbarat örgütleri de onu başarısız buluyor... En son İsrail Dış İstihbarat Servisi Mossad’ın 2009-2011 yılları arasındaki başkan yardımcısı ve 2021-2022 yılları arasında İsrail Meclisi Güvenlik ve Dışişleri Komitesi Başkanı Ram Ben Barak İsrail devlet radyosuna yaptığı açıklamada İsrail’in güvenlik açısından içinde bulunduğu durumu şöyle özetliyor:
“Bu, hedefi olmayan bir savaş ve bunu açıkça kaybediyoruz. Uluslararası sahnede de kaybediyoruz. ABD ile ilişkilerimiz ciddi bozulmaya sahne oluyor ve İsrail ekonomisi çöküyor.”
***
Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısının hakkında Netanyahu ile birlikte tutuklama istediği Savunma Bakanı Yoav Gallant bile adamı şu sözlerle yerin dibine batırıyor: “Ordunun planı tartışmaya açılmadı, daha da kötüsü ortaya hiçbir alternatif plan getirilmedi. Gazze’de askeri-sivil bir rejim İsrail için kötü ve tehlikeli bir alternatif.”...
İsrail Savaş Kabinesi üyesi, eski Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı Benny Gantz da Netanyahu’nun 8 Haziran’a kadar somut bir plan sunmaması halinde partisinin hükümetten çekileceği tehdidinde bulunuyor...
Netanyahu’nun arası koalisyon ittifakında yer alan “Şas” ve “Birleşik Tevrat Yahudiliği” partileri ile de iyi değil. Bu partiler, Ultra Ortodoks Yahudileri askerlikten muaf tutan yasa tasarısının kabul edilmesi halinde hükümetten çekileceklerini ilan etmiş durumdalar. Kabine toplantılarında asker kökenli bakanlarla “ultra ortodoks” bakanların zaman zaman birbirlerine girdikleri, askerlerin “ultraları” asker kaçağı olmakla suçladıkları biliniyor.
***
Görünüşe bakılırsa Netanyahu ile Biden yönetimi arasındaki “çatlaklar” da her geçen gün büyümeye devam ediyor...
Gazze saldırısının başlangıcında Netanyahu’ya tam destek veren ve hem askeri depoların hem de Hazine’nin kapılarını ardına kadar açan Başkan Biden, özellikle “Hamas-sonrası Gazze yönetimi” konusunda Netanyahu’dan farklı düşünüyor. Ona göre Gazze’de gelecekte Netanyahu’nun önerdiği gibi askeri bir İsrail yönetimi değil “ılımlı-Filistinli” bir yönetim (yani Mahmud Abbas başkanlığında bir rejim) kurulmalı...
Biden, İsrail’in Gazze halkına yapılan dış yardımları engellemesini ve Refah bölgesine sığınmış olan mülteci Filistinlilerin kamplarının bombalanmasını da eleştiriyor.
***
Bütün bunlara rağmen Netanyahu, asla geri adım atmıyor ve kurduğu hükümet de bir türlü yıkılmıyor...
Neden?...
***
Çünkü, Netanyahu’nun arkasında “ABD derin devleti” var...
ABD’de çöreklenen ve dünyanın her köşesine uzanan vantuzlarıyla küresel egemenlik peşinde koşan bu yapı, Siyonist/Evanjelist bir inanç sistemi, “neo-liberal bir ideoloji, küresel bankerlerin finans sermayeleri ve savaş sanayicileri tarafından birbirine bağlanmış bir “konglomera”!..
O yapı ağırlığını koyunca kritik karar noktalarında tüm protestolar, fikir ayrılıkları arka plana atılıyor ve bu yapı tarafından “yaratılmış” olan Netanyahu Amerikan Temsilciler Meclisi’nde “onur konuğu” olarak muamele görmeye devam ediyor!
***
“Ol hikâyet” işte bundan ibaret!