Rivayete göre, Portekiz’i 1932’den 1968’e (ömrünün sonuna) kadar diktatörlükle yöneten Salazar’a bu işin sırrı  sorulduğunda “3 F” cevabını verirmiş:“fado” (Portekiz’e özgü bir müzik türü), “futbol” ve “fiesta” (festivaller)...

Hiç kuşkusuz bu söylenti o zamanlar kısmen doğru olsa bile gerçeği tam olarak yansıtmazdı...

Çünkü Salazar’ın diktatörlüğünü sürdürebilmesi esas olarak yaşadığı dönemin o tür diktatörlükler için müsait bir ortam yaratması ve siyasal sistemin her an şiddeti devreye sokması sayesinde mümkün olmuştu.

***

Yine de bu söylenti boşuna çıkmamıştır; çünkü Portekiz halkının yaşamında bu üç olgu toplumun dikkatini siyasetin ve hayatın gerçeklerinden uzaklaştırmak için geniş çapta kullanılmıştır...

O dönemde Portekiz’de Eusebio gibi milli takıma kazandırdığı başarılarla ülkeyi gururlandıran ünlü futbolcular kullanılarak halk futbolla avutulmuş, hüzünlü “fado”larla şiddet karşısında çaresiz kalan insanlar uyuşturulmuş, ve “fiestalar”la yaşamın sıkıntıları unutturulmuştur...

Bu uygulama, kitle iletişim araçlarının gelişmesi ve yaygınlaşması nedeniyle günümüzde de yaygınlaşarak devam etmekte, “siyaset” kavramı tüm dünyada bu tür olguları da içerecek şekilde genişlemektedir.

***

Örneğin artık maçlar yalnızca statta bulunanlar tarafından değil evinde TV olan her vatandaş tarafından izlenebilmekte, Eurovizyon ya da bazı ünlü müzik topluluklarının konserleri bu sayede bir çok ülkede milyonlarca seyirciye hitap edebilmekte, çeşitli festivaller belediyelerin ana etkinliklerinden biri haline gelmiş bulunmaktadır...

Öyle olunca da maçlarda tribünlerde atılan sloganlar, söylenen marşlar bir miting meydanındaki ajitasyondan çok daha etkili olabilmekte, müzik yarışmalarında şarkıların kalitesi değil şarkıcının hangi milletten olduğu öne geçmekte, FETÖ örneğinde de görüldüğü gibi nitelikleri gereği spor vb. “eğlence”lerden uzak duran  siyasileşmiş “cemaatler” bile ünlü futbol yıldızlarını ayartmak için uğraş vermekle kalmayıp futbol kulüplerini ele geçirmek için komplolar kurmaktadır...

Yaşamlarının emeklilik döneminde eski hayranlarını siyaseten etkileyerek ahir ömürlerinin son bölümünü rahat ve huzurlu bir şekilde geçirmeye çalışan bazı eski şarkıcı, aktör ve aktrisler de bu durumdan karınca kararınca yararlanmaya çalışmaktadır.

***

Yakın zamana kadar bu tür yöntemler iç politikada halkın eğilimlerini şekillendirmede kullanılır ama dış politikada genelde diplomasinin kuralları uygulanırdı. Dolayısıyla aralarında gerginlikler bulunan ülkeler uluslararası futbol organizasyonlarında, festivallerde ve bir çok etkinlikte bir araya gelir ve birlikte yarışırlardı...

Yukarıda belirttiğimiz nedenlerle artık dış politika ile iç politika arasında bir fark kalmamıştır...

Futbol, müzik ve festivaller, artık uluslararası alanda da ülkelerin politikalarını yürütme araçları haline gelmiş bulunmaktadır.

***

Örneğin Ukrayna-Rusya savaşının başlamasının ardından Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş, çok kısa bir zamanda iki ülke arasındaki kültür, sanat ve spor etkinliklerine de yansıtılmış, Münih Büyükşehir Belediyesi Filarmoni Orkestrasında yedi yıldan beri görev yapan ünlü şef Valeri Gergiyev Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'i kınamayı reddetmesi nedeniyle görevden alınmış, Rusya Devlet Başkanı Putin’in politikasını ve Ukrayna’daki savaşı kınamadığı gerekçesiyle ünlü Rus sopranosu Anna Netrebko’nun programları Bavyera Devlet Operası tarafından iptal edilmiştir...

 Bu arada Ukrayna’yı destekleyen Avrupa ülkelerinde Rus sporcular takımlarından atılmış, Rusya uluslararası futbol karşılaşmalarından dışlanmış, Rus Milli Futbol Takımı, FIFA Dünya Kupası maçlarından men edilmiş, Şampiyonlar Ligi final maçı St. Petersburg’dan Paris’e alınmıştır...

Olay Alman siyasetçilerine de yansıtılmış ve Rus devlet şirketlerindeki görevlerinden ayrılmadığı gerekçesiyle eski Başbakan Gerhard Schröder’in Almanya Futbol Federasyonu (DFB) onursal üyeliği iptal edilmiştir.

***

Bu durum Almanya ile de sınırlı kalmamış, Yunanistan Kültür ve Spor Bakanlığı Rus kültür kuruluşları ile etkinlik düzenlenmesini yasaklamış, Belçika'nın Flaman bölgesi hükümeti, Rus öğrencilerin üniversite eğitimi için yaptıkları burs başvurularını kabul etmeme kararı almış ve bundan böyle eğitim veya araştırma bursu kapsamında mali destek talep edecek Rus vatandaşlarına bu imkanın sağlanmayacağını açıklamıştır...

Spor alanında birçok federasyon Rus sporcuların yarışmalara katılmasını askıya alırken, Birleşik Krallık Motor Sporları Federasyonu, Rusya-Belarus lisanslı hiçbir takımın Birleşik Krallık'taki motor sporları yarışmalarına katılmasına izin vermeyeceğini açıklamıştır...

Böylece ilk kez Avrupa’da aralarında savaş olmayan ülkeler arasında ekonomik ve siyasal yaptırımlara ek olarak bu çapta kültürel ve sportif yaptırımlar gündeme gelmiş, doğal olarak Rusya da bu yaptırımlara benzer yaptırımlarla cevap vermiştir.

(Devam edecek)