Asgari ücretten sonra memur ve emeklilere verilecek zam da belli oldu. Memur ve memur emeklilerine yüzde 11,54 işçi emeklilerine ise yüzde 15,75 oranında maaş artışı yapılacağı açıklandı. Çalışanıyla, emeklisiyle halk sokağa çıkmasa da öfke büyük… Çünkü, sabit gelirliye gelince “kaynak yok” diyerek işin içinden sıyrılmaya çalışan AKP yönetimi, araç garantisi ödemelerine yüzde 65 örtülü zam yaptı. Yeniden değerleme oranı ise yüzde 44’lerde…

 Açlık sınırının altında bir asgari ücret, asgari ücretin de altında kalan bir emekli maaşı… Resmen açlığa, ölüme terk edilmiş, sosyal atık muamelesi gören adeta “sen niye yaşıyorsun ki” denilen milyonlarca emekli…  

Hanehalkı Tüketim Harcaması verileri, hissedilen enflasyonu gelir düzeyine göre de ortaya çıkarıyor. “Hissedilen enflasyon”, gelir gruplarının, ürünlerin fiyat yükselişlerine gösterdiği hassasiyet anlamında kullanılıyor. Yani düşük gelirlilerin tüketim harcamalarında gıda en yüksek paya sahipse, gıda fiyatlarındaki artışı yüksek gelir gruplarına göre daha fazla hissediyor.

 TÜİK’in 2023 yılına ait verilerinde gelir düzeyi en düşük olan yüzde 20’lik kesimin gıdaya daha çok harcama yaptığı bilgisi mevcut. Tüketim harcamalarına bakıldığında en çok gıda harcaması yapanlar ise emekliler… Dolayısıyla tüketim harcamaları dağılımında en yüksek enflasyonu hisseden yine emekliler oluyor. TÜİK’e göre emekliler tam 5 puan daha fazla enflasyona maruz kalıyor. Sadece 2023 yılında değil son 10 yılda da durum aynı eğilime sahip.

Emekliler, toplumun en memnuniyetsiz kesimi bugün. Çünkü ekonomik sorunların yanı sıra yaşının gereği olarak sıkça gitmek durumunda oldukları hastanelerde niteliği düşük sağlık hizmetlerinden dolayı büyük sıkıntı çekiyorlar. Sağlık hizmetlerine erişemiyor, hastanelerden randevu alamıyor, alsa bile tatmin edici bir sağlık hizmetinden mahrumlar. Sanki Survivor adasında hayatta kalma senaryoları geliştirmekle meşguller ve dolayısıyla hayat kaliteleri çok düşük.

 Kirasını ödeyemediği için huzurevlerine yazılan, alışveriş yapmadan önce market market dolaşan, marketler arasında mekik dokuyan, indirimli günleri bekleyen, tatil yapmayı unutan, eşi dostu ile dışarıda bir yemeği yiyemediği hatta kahvehanedeki bir bardak çayı içemediği için sosyalleşemeyen ve bu nedenle yalnızlaşan, kabuğuna çekilen emekliler…

 Alman Hans, her yıl Türkiye’nin güzelliklerini yaşamak üzere tatil yörelerine koşarken bizim Hasan evinden çıkıp da kahvehaneye gidemediği için parklarda vakit geçiriyor. Zengini daha çok zengin eden bu sistem, izlediği ücret politikasıyla saçı sakalı ağarmış insanları değersizleştiriyor, onların onuruyla oynuyor.

 Yaşanan trajedi o kadar büyük ki, emekliler yardıma muhtaç durumda. Yıllarca çalışıp prim ödediği halde aldığı maaşla insani bir yaşamı sürdüremiyor ve bu sefil hali gören belediyeler yaşını başını almış insanlar için destek paketleri açıklıyor. Olacak iş değil ama oluyor.

 Şöyle bir medya taraması yapıldığında da görülebileceği üzere yerel yönetimler, emeklilere yönelik türlü türlü destek paketleri hazırlıyor. Örneğin İstanbul Büyükşehir Belediyesi, emeklilere Pazar desteği veriyor, Ankara Büyükşehir Belediyesi 1500’er lira tutarındaki ödemenin yanı sıra et dağıtıyor, İzmir Belediyesi market, su faturası ve kira desteğinde bulunuyor. Bursa’dan Muğla’ya, Adana’dan Mersin’e, CHP’li belediyelerin hemen hemen hepsi emeklilere yardım elini uzatmış durumda. Sadece CHP’liler değil, örneğin Sivas’ın Büyük Birlik Partili Belediyesi de dar gelirli emeklilere aylık 2 bin lira veriyor.

 Gel de kahrolma!