Son seçimlerin ardından uzun süredir yeni hükümetin kurulamaması ve tekrar seçime gidilmesi durumunda FPÖ yani aşırı sağ partinin daha da güçlenerek seçimi kazanması durumu birkaç ay önce basit bir paranoya gibi durmaktaydı. Çoğu vatandaş muhafazakar parti, yeşil parti ve sosyal demokratların koalisyon kuracağı kanaatindeydi ancak bugün kara haber geldi... Koalisyonda anlaşılamadı ve Avusturya yeniden seçime gidecek gibi görünüyor.
Bu durum aslında tüm dünyada gözlemlediğimiz "sağ trendin" bir parçası... Avrupa'nın liberal değerlerden tamamen uzaklaşması ise pek çok korkutucu senaryoyu beraberinde getiriyor.
Türkiye açısından bu durumun önemi ise hatrısayılır sayıda Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının Avusturya'da yaşaması ve bu politikalardan doğrudan etkilenmeleri bunun haricinde ise Avrupa Birliği ülkelerinin politikalarının değişeceğinin farkına varmasıdır. Bu politika değişikliği ile neyi kastediyorum?
Havuç - Sopa mantığıyla açıklamak sanırım daha etkili olacaktır. Normalde yumuşak güç (soft power) olarak kabul edilen Avrupa Birliği, üye ülkelerinin dış politikalarını yönetme hakkına (doğrudan egemenlik hakkı kabul edildiği için) sahip değildir. Üye ülkelerin tek tek bu yumuşak güç anlayışından vazgeçmeleri aslında bir bütün olarak Avrupa'yı "masaya oturup anlaşılabilecek" bir çerçeveden uzaklaştırır.
Herkesin kendisini iletişime kapattığı ve saldırganlaştığı bir dünya siyaseti ile karşı karşıyayız. Bu trendin ne kadar süreceği ise meçhul...