Şu soru sorulmuyor artık:‘‘Ne olacak bu memleketin hali?’’Niye? Vatandaş canının derdine düştü.Dününe şükrediyor,bugünle yetiniyor,yarını düşünemiyor bile!Kısacası söz konusu memleket olunca teferruatta kaldı her şey! Ağzı olan ise konuşuyor.Sadece konuşuyor…

***
‘‘Gençler bilebilse,ihtiyarlar yapabilse’’ denmiştir.Burada bilgi, birikim,deneyim varsılı yaşlıların fiziksel yetersizlikleri vurgulanıyor.Galiba bizde eksik olan şu:Yaşlıların gençlerle bir uyum içinde değil,kuşak çatışması içinde olması söz konusu;bu geçmişten geleceğe böyle süregelmiş. Hele bizim zamanımızda ;‘‘Sen sus,senin aklın ermez,büyüklerin işine karışılmaz’’ gibi söylemlerle azarlanırdık çoğu zaman.Soru şu:Bugün gençler biz yaşlılara itibar ediyorlar mı?
***

‘‘Öğrenmenin yaşı yoktur’’denir; okuyup yazmanın da yaşı yoktur.Bunun birçok örneği var yaşamımda.Öğretmen öğretmekten geri duramıyor.Örnekse;Köy Enstitülüler geç yaşında bile okuyor,yazıyorlar.Ya‘Milli Eğitim’ sistemi ne yapıyor?Eğitim sistemi çarpıklıkları tam bir fecaat. Özel okullar ve dershaneler eğitimi tecimsel bir alan olarak görmekteler.Eğitim ve sağlık kurumlarımız dökülüyor.İş bulmak ancak yandaşlıkla, kayırma ve kollamalarla olanaklı.Dünya ülkeleri arasında en iyi işlerde sonuncu, olumsuz işlerdeyse ilk sıralardayız…

***

Ekonomi S.0.S veriyor, TÜİK verileriyle gerçekler kamufle ediliyor. Gelir dağılımındaki eşitsizlik, ağır vergi yükü, üretimin-tarımın neredeyse bittiği, 20 milyonun yoksullaştığı, ranta dayalı inşaat sektörü, sancılı dış ilişkiler, hukuksuzluklar, terör batağı, enflasyon, israf vb nedenlerle canı burnunda bir toplum…

***

Yaşamak nedir sorusu geliyor insanın aklına?Sahi sizce nedir yaşamak?Yumruk kadar bir et parçasının tıp tıp atıp durması değildir elbet.Yaşamak kadar yaşatmak da gerekir.Paylaşmaktır bunun ön koşulu;sevmek,mutlu olmak,mutlu etmektir aynı zamanda. Yaşamdan tat almaktır,yaşama sevincini duyumsamaktır.

***

Bir başınalık ,boşu boşunalık,yalnızlık,içe dönüklük,amaçsız ve gailesiz bir yaşamsa hiç çekilmez oldu.Hayatı,olanı-biteni sorgulamaktan,irdelemekten yoksunluk ya da geri durma;bazı şeylerden kendini saklama hali nedendir acaba?Felaket tellallığı yapmıyorum.Geldiğimiz ve içine düşürüldüğümüz çalkantılı düzenin sıkıntılarını anlatıyorum. Abdulbaki Gölpınarlı’nın şu sözü önemli: ‘‘Dünü bilmeyen bugünü anlayamaz;bugünü anlamayan yarını göremez,yarını inşa edemez;hattâ dünden gelen hamlelerin nedenlerini bile düşünemez.’’

***
Zaman zaman düşünüyorum da,‘‘İnsanın kendi kendine yaptığını, kimse kimseye yapamaz”gerçekten.İnsan, yaratılmışların en gelişmişidir.Düşünür, sorgular, okur, yazar, beyin terini akıtır ak kağıtlara.Aydın sorumluluğu taşıyan, yurttaşlık bilinci gelişmiş, ülke ve insan sevgisinin yüklediği bir görevdir yazmak. İncelikli diliyle düşündüğünü en iyi biçimde okura ulaştırmak ise ayrı bir uğraştır. Çünkü yüreklere, vicdanlara seslenir yazanlar…

 ***

Pençe-Kilit Harekâtı bölgesinden acı haberle bir kez daha sarsıldık geçen hafta:9 kahraman askerimiz şehit düştü.Hepimizi derin bir acı ve üzüntüye boğan bu olayda hayatını kaybeden aziz şehitlerimize Allah'tan rahmet, kederli ailelerine, Türk Silahlı Kuvvetleri ile milletimize başsağlığı ve sabır, yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum...