“Kara gün kararıp kalmaz” demiştir atalarımız.“Daha dün” deriz, bizi şaşırtan,şaşkına çeviren durumlarda.O kadar da yakındır bu söz bize:”Oysa her yarın, bizi ondan uzaklaştırır gide gide.Dün dünlere karışır. Bu nedenle olsa gerek‘‘dününü bilmeyen,yarınını kuramaz” denmiştir.Şimdi bu süreci yaşıyoruz biz…

Oysa bütün sorun ‘ bugün’ dedir.Ne yaptık, ne yaşadık, ne kazandık, ne kaybettikse bütün suç onundur.Ne geçtiyse elimize,eşeleye eşeleye geçeriz yarına.Boşa mı geçirdik bunca yılları?Iskaladık mı dünü,günü derken hep bugündür suçlu olan…

Günümüzde derken bile, bugünü/dünü suçlarız aslında. Suç başkalarının,başarı hep bizimdir.Oysa en büyük suçlu biziz.Dün olduğu gibi,bugün de,yarınlarda da.‘‘Zaten suç samur kürk olsa” bile,kimse almıyor üstüne…

Dün ,bugün ve yarın bir üçlüdür,düz bir çizgi üzerinde yer alan belli zaman aralıkları.Dün attığımız olumlu ve mantıklı adımlar bu günümüzü doğru düzgün geçirmemizi sağlar.Dünü görmezden gelemeyiz.Dün bugünden kopuk değildir.Bugün attığımız olumlu ve olumsuz adımlar, verdiğimiz kararlar da aynı şekilde yarınımızı şekillendirir.Ne diyordu Kemalettin Kamu:‘‘Biri dün, biri yarın/Ve ben aralarında/Bir köprüyüm onların!”

Ahmet Hamdi Tanpınar da“Ne içindeyim zamanın/ne de büsbütün dışında/yekpare geniş bir anın,/parçalanmaz akışında” derken dünü, bugünü,yarını içinde barındıran bölünmez anları tanımlar dizelerinde…

“Zaman ölçülemeyen bir sonsuzluktur.”Aslında, zaman dışında da hiçbir kaynağa eşit oranda sahip değildir insanoğlu.Zaman kıt bir kaynaktır.Bir kez tüketildi mi,tekrar tüketilme şansı yoktur.Zaman da doğa gibidir.Onun bir akışı vardır.Durduramazsınız; yolunu ve yolağını buldu mu peşinden bakakalırsınız.Yaşam da böyle.Geçmişi değiştiremeyiz ancak ders alabiliriz.Ne kadar ders alabilir ve ne kadar kendimizi eğitebilirsek, yaşadığımız bir sonraki anı da o denli pişmanlık duymadan yaşarız.Bugün attığımız adımlar,yaptığımız planlar, aldığımız kararlar yarının resmidir çünkü.

‘‘Köprüden geçinceye kadar ayıya dayı” demek ,adam sendecilik, vurdumduymazlık, aldırmazlık,nemelâzımcılık” bu kavramlardan uzak olmak gerek yaşamda.Ya şu “her koyun kendi bacağından asılır” demek de nenin nesidir ki !.Üç koyun yardan düştü diye,sürünün yardan aşağıya koşması akıl alacak şey midir?Bu aptal koyun biz miyiz ?Akıllara ziyan!.Üç koyunu güdemeyen insan olur mu ?Olmaz.Ama “uyuyan çoban,koyuna kurt getirebiliyor”.Bu tam bize özgü bir haldir…

"Bugün dünden iyisini yapmak ve yarın daha da iyisini yapmak zorundayız".İnsanoğlu her zaman ilerlemeli,yenilenmeli,yeni şeyler öğrenmeli.Yaşam gün geçtikçe zorlaşsa da en güzel yanı her gün,her an ilk adımı atma şansının var olmasıdır.Yaş ilerledikçe bu üç kelimeye sığdırılan yaşam felsefesini insan derinlemesine anlamalı.

Böyle bakınca“dün’’deneyim;“bugün” ise dünün de bir gerçeğidir artık.Eğer dünden doğru ders almışsak,bugün yeni başlangıçlarla sağlıklı sonuçlara ulaşmak ancak akıl ve bilimle olur.Rahmetli Turgut Özal’a parantez açayım:“Bir kereyle bir şey olmaz” demişti:Bir yazımda “ondan sonrası alışkanlıkları çoğaltır” demiştim.Öyle de oldu!.“Şimdi ayıklayın  bakalım pirincin taşını’’…