3.Olimpiyat Oyunları… 2012 Londra’da ilk katılım, elde edilen 9’unculuk… 2020 Tokyo’da gruptan 3 galibiyetle çıkılarak çeyrek finale kalması ve G.Kore ile yapılan karşılaşmayı 3-2 kaybederek kazanılan 5’incilik…

Muhteşem geçen 2023 yılında başta Milletler Ligi ve Avrupa Şampiyonluğu olmak üzere kazanılmayan kupa bırakmayan A Milli Kadın Voleybol takımımız, Olimpiyat elemelerinden namağlup çıkarak, Paris 2024 vizesini alıp aynı zamanda Dünya kupasını da müzesine götürdü.

Bir tek eksiğimiz Olimpiyat madalyası kalmıştı. Onu almak için Paris’i bekliyorduk. 2024 Milletler Ligi bunun hazırlığı niteliğindeydi. Ancak şansızlık bir türlü peşimizi bırakmıyordu. Sakatlıklar art arda yaşanmaya başlandı. Buna rağmen 8 galibiyetle ligi 6.sırada bitirdik. Fakat her zaman olduğu gibi en ufak bir tökezlemede, sporun ruhunu içine sindiremeyen utanmaz moral bozucular, iğrenç yüzlerini göstermeye başladılar.

Gruptan 2’nci çıkmayı garantiledikten sonra İtalya karşısında alınan yenilgiyle iyice artan eleştirilere A Milli takımımız en güzel cevabı, çeyrek finalde Çin’i çok zorlu geçen mücadeleden sonra 3-2 kazanarak verdi.

Onun için diyoruz ki Paris’te yarı finale çıkan sultanlarımızla gurur duymayanlar utansın… Temennimiz de 8 Ağustos’ta yapılacak yarı finalde kimsenin yüzüne bakamayacak duruma düşmeleridir.

Olimpik güzellikler ve çirkinlikler

Paris 2024 Olimpiyat Oyunları; dini çevreleri tepkisini çeken açılış gösterileri, organizasyon bozuklukları, skandal kararları, kirliliği ile sporcuları hasta eden Sen Nehri, olimpiyat köyündeki olumsuz koşullar yüzünden parklarda uyumayı tercih eden şampiyonları kadar, ülke sporumuzun yeni branşlara doğru yelken açması, sadece başarısıyla değil, atış duruşuyla ikon haline gelen sporcumuzun dünya ve olimpiyat rekortmeni tarafından taklit edilmesi, genç prenses ve prenslerimizin başarıya koşan ayak sesleri, dünya cimnastiğininkraliçesinden kendisini geçen rakibini hem de madalya kürsüsünde önünde eğilerek kutlayan fair-play’lik hareketi ve judodaki madalya adaletsizliğiyle tarihe geçmeyi sürdürüyor…

Bence özetlemeye çalıştığımız çirkinlikleri bir tarafa bırakarak sporu güzelleştiren en büyük hareket olan Fair -Play’lik rakibini onore eden olaydan başlayalım.Cimnastiğin kraliçesi ABD’li Simone Biles, yer hareketleri finallerinde Brezilyalı RebecaAndrade’ye geçilerektoplamda 11. Olimpiyat madalyasını gümüş olarak elde etti.İkinci olan Biles ile üçüncü Jordan Chiles, kürsüde altın alanBrezilyalı rakiplerinin önünde eğilerek onu onore etmeleri büyük takdir topladı

Paris’te bize ilk 2’nciliği kazandırarak olimpiyatlarda madalyalı 10.branş unvanını alan atıcılık, başarıya öyle kolay ulaşmadı.  Yıllardır olimpiyatlarda ülkemizi temsil eden bu branşta Başkan Gürsel Çolakoğlu,tarihlerinin en büyük başarılarını, ”3 yıl içerisinde 70 tane uluslararası madalya aldık.7 kota ile Paris'e gittik. Olimpiyat rekoru kırdık. Madalyamız böyle geldi” sözleriyle diğer federasyonlara yol haritası olacak nitelikte açıklamış.

Aslında madalyanın kazanılmasında büyük pay sahibi olan tecrübeli sporcumuz Yusuf Dikeç’in eli cebinde ve aparatsız atış hareketi, Türk atıcılığının bir anda dünyada gündeme oturmasını sağladı. Öyle ki sırıkla atlamada üst üstte 2. Olimpiyat katılımında zirvede yer alan İsveçli ArmandDuplantis’e Paris’te 6.25’lik yeni dünya rekorunu getiren atlayışını, Yusuf Dikeç’in ikonikleşen hareketiyle “sahtelik içermeyen bir gerçeklik olduğunu düşündüğüm için onu taklit ettim”diyerek kutlaması olayı farklı bir boyuta taşıdı.

Birçok ülkenin farklı branşlarda Paris 2024’te kral ve kraliçeleri varken bizim de gelecek vadeden prens ve prenseslerimiz sahneye çıktı. Biz onlara bu unvanları, 2028 Los Angeles’te madalya umudumuz olarak gördüğümüz için layık gördük.

Tüm medyayı “Havuzda boğulduk” şeklindeki çirkin başlıktan kurtaran 16 yaşındaki Kuzey Tunçelli’nin prenslikten, havuzların efendiliği mertebesine ulaşmasına çok az bir zaman kaldı. Olimpiyat oyunları tarihinde yüzme branşında finale kalan ilk Türk sporcu olan Tunçelli, 1500 metre serbest stil final yarışını da 14.41.22'lik dereceyle dünya gençler rekorunu da kırarak 5. sırada bitirdi. İnşallah 2028Los Angeles, onun madalya alarak da tarihe geçeceği olimpiyat oyunları olacak.

Atletizmde, yüksek atlamada hem anavatan hem de yavruvatan KKTC’in bir prensesi var. 12 yıl sonra bize bu dalda final sevincini yaşatan Buse Savaşkan, oyunları 1,86 metrelik atlayışıyla10’uncu sırada bitirdi. Sırıkla atlamada ise her olimpiyatta final yapan ve 5 sıra birden atlayarak Paris 2024’ü 5.85’lik atlayışla olimpiyat beşincisi olarak tamamlayan Ersu Şaşma ile gurur duyduk. Bu istatistik bize gösteriyor ki bu daldaki prensimizi 2028 Los Angeles’te zirvede göreceğiz.

Bu arada katıldıkları ilk olimpiyatta performanslarıyla gelecek için umut veren eskrimde 21 yaşındaki Nisanur Erbil ve kürekte Elis Özbey isimlerini de bir köşeye not almayı ihmal etmeyelim.

Bir de Judo Federasyonu Başkanı Sevgili Sezer Huysuz’dan bir dileğim var… Dünya ve Olimpiyat şampiyonlarını dize getirip yarı finale kadar çıktıkları halde yürürlükteki kriterler yüzünden hak ettikleri madalyaları adeta ellerinden zorla alınan judokaların mağduriyetlerinin giderilmesi. Birçok branşta yarı finalde yenilen sporculara boksta olduğu gibi ya direkt olarak bronz madalya verilmesi ya da bazı dallarda olduğu gibi bir tek bronz maçının yapılması sağlanmalı. Bu adaletsiz düzen yüzünden Salih Yıldız da Kayra Özdemir (üstelik son 3 olimpiyatta) de madalyadan oldular. Judonun 24 yıllık madalya özlemini de dindirilemedi.