'Beni bu güzel havalar mahvetti' demişti Orhan Veli. Pencereden bakıyorum, balkonda volta atıyorum, kahroluyorum. Bu güzel havalara gıpta ediyorum.
*
Hani hava durumu sunan bir hanım vardı: 'Hava nasıl olursa olsun/Sizin havanız güzel olsun' diyordu. Ne çare, güzel havalara hasret günlerden geçiyoruz.
*
Nerde o gençlik yılları! Hava attığımız, deli dolu; her türlü kaygıdan azade günlerimiz?
Meğer hep böyle değilmiş yaşamak; acılar, kötü günler, kötülükler ve kötüler de varmış...
*
Gençken, yaşlılarla arkadaşlık ettim çok çok. Onlardan çok şey öğrendim. Hepsi de gönül galerimin vitrinindeler. Onlardan, o yıllardan kazandığım birikimler bana güç veriyor...
*
Gençlerle gezerken:' Çoluk çocukla gezdiğime şaşan komşuma şöyle demiştim: Sen benim çocukken yaşlılarla arkadaşlık ettiğimi hatırlıyor musun?
Ben o gençlere büyüklerimden öğrendiklerimi aktarıyorum!
*
'İnsan bu meçhul' kitabını okudum. 'İnsan nasıl İnsan oldu?' diyen kitap kapağına yanıt verdim: 'SAHİ OLDU MU? OLDUYSA NE ZAMANDAN BERİ?' diye de ekledim. Zira yer damar damar insan kısım kısım: Ne ana tanır ne baba; ne hısım ne akraba!
*
Hiç düşmanca duygular beslemedim. Yeri geldi, kötülük edene bile iyilik ettim. Neden mi?
Yaşama 'BELKİ PENCERESİ'den bakan; yaşamı edebiyatla okuyan ve onları Minnettarlık Hapishaneme attığım için...
Nedir Minnettarlık Hapishanesi?
Benim sözüm değil bu: Ama bu bağlamda bazı kişiler için kullanmıştım: Yanımda yöremde dolaşıp gezerken adam olduklarını sandı çoğu. Bunlar benim dostum değildi; ama zaman geldi arkamdan vurdular. Minnettar olacakları yerde; bu hapishaneye girmekten korktular… Onlar kendilerini bilirler demekle yetiniyorum.
*
'İyilik et kele, övünsün hele', denir. 'Alet işler el övünür' devrindeyiz. 'Para el kiri derler, verip parayı tertemiz olurlar.' Haram helal ayrımı yoktur onlar için. Kimseleri himayelerine almadıkları gibi, himaye edilmelerinin huzursuzluğunu gördüm yüzlerinde…
*
Peki, böyle bir hapishane var mıdır? Elbette yoktur. Bu, bir diş hekimi dostumun ifadesidir. Aslında 'VİCDAN' denen yastığı imler bu tanım.