İstanbul üzerine şiir yazmayan pek az şair vardır. Ne var ki, Yahya Kemal’in şiirlerindeki müzik, şiirsellik ve betimlemeler çok az şairde vardır.

“Sana bir tepeden baktım aziz İstanbul/Görmedim gezmediğim sevmediğim hiçbir yer/Ömrüm oldukça gönül tahtıma keyfince kurul/Sâde bir semtini sevmek bile bir ömre değer”

Hangi tepeden bakarsak bakalım, böyle bir İstanbul yok. 7 tepeli İstanbul 77 tepeli şimdi.

***

“Tamburi Cemil Bey çalıyor eski plakta/Birden bire mes’udum işitmek hevesiyle/Gönlüm dolu İstanbul’un en özlü sesiyle.”

Gazinolar kapanmış, o saz ve sazendeler susmuş. Bir Münir Nurettin, bir Hamiyet Yüceses, nerede? Zeki Müren’li şarkılar, filmler mazide kalmış…

***

“Git bu mevsimde gurup vakti Cihangir’den bak/Bir zaman kendini karşındaki rüyaya bırak.”

Nerde o günler nerde? Güpegündüz korkulu rüyalar, geceleri kâbusa dönüşen bir İstanbul’da bu semt, sevimsizdir bizim gönlümüzde.

***

“Birden kapandı birbiri ardınca perdeler/ Kandilli, Göksu. Kanlıca, İstinye nerdeler?”

İskeleleri bile kapatılmış neredeyse, üstünde inci diye heyula köprülerle/gürültü-çirkinlik abidesi o yerler.

***

“Koca Mustapaşa!/ Ücra ve fakir İstanbul !/Tâ fetihten beri mümin mütevekkil, yoksul/ Hüznü bir zevk edinenler yaşıyorlar burada/ Kaldım onlarla bütün gün bu güzel rüyada”

Aynı duygulanımı ben bir ay boyunca Tuzla’da yaşadım. Sadece bir istasyon değil, çürüyen Kastelli Villaları’nın israfına yandım. Milli servet heba ediliyor orada.

***

Hazan mevsiminde bir İstanbul, İstanbul’un İstanbul olduğu zamanlar… Beyoğlu şıngır mıngır’dı,üzülmemek elde değil! Sinemaları, tiyatroları aradı gözlerim ben hep eski İstanbul’umu özlerim. Erenköy’de Bahar’a tanık eder bizi Yahya Kemal.

‘‘Cânan aramızda bir adındı/Şirin gibi hüsnü âna unvan/İstanbul’un öyledir baharı/Bir aşk oluverdi âşinalık/Aylarca hayal içinde kaldık/ Zannımca Erenköy’ünde artık/ Görmez felek öyle bir baharı”

Ne köşkler ne yalılar ne o çamlı bahçelerden eser var!

***

Şu dizelere göz atın bir de: ‘‘Dün kahkahalar yükseliyorken evinizden / Bendim geçen ey sevgili sandalla denizden / Kalbim yine üzgün seni andım da derinden / Geçtim yine dün o hazan bahçelerinden.”

Ben İstanbul’da bu kez hep bunları düşündüm.

***

31 Mart 2024 Pazar günü yapılacak Mahalli İdareler Seçimleri için seçim süreci başladı. Mart 2024'te yapılacak yerel seçimlerde iktidar ve muhalefet açısından en büyük rekabet İstanbul’da yaşanacak. Son 5 yılda başarılı bir performans sergileyen İBB kadar, ilçe belediyeleri açısından da mücadele kritik olacak. Böyle bakıldığında, bu seçim İstanbul için yaşamsal öneme sahip.

Son sözüm, artan nüfus, bozulmuş demografik yapı, gitgide ağırlaşan ekonomik koşullar, barınma sorunları, yaklaşan deprem riski vb nedenlerle İstanbul yaşanabilir bir kent olmaktan günden güne uzaklaşırken, Türkiye nüfusunun yüzde 93’ü il ve ilçelerde yani şehirlerde yaşıyorken, ülke metropolleşen bir ülke görünümündeyken, Türkiye'nin yerel seçimleri hepimiz için tarihi bir son fırsat.