Bir sistem var mı? Yok !. Sistem işine gelendir aslında. Yıllar yılı alınamayan sonuçlarda kaldı. Ya da son çeyrek yüzyılda “Nereden  Nereye”ye yenik düştü.”

***

Yazar Sina Çıladır şöyle diyor:“ Ben sisteme değil, sistemin hastalıklarına karşıyım”. Böyle diyenlere şunu sormuşumdur hep:“Ya sistem de hastaysa ?”Toplumsal sistemler Matruşka bebekleri gibi birbirinin içinden çıkarlar. Her toplumsal sistem ölümcül hastalığa yakalanmış bir toplumsal sistemin içinden çıkar. Zamanla o da hastalanır ve kendi içinden sağlıklı bir sistem çıkartarak ölür.Kimi durumlarda hastalık uzar, kendi içinden çıkan sağlıklı sistemin yatalağı haline gelir. Ama sonunda mutlaka ölür.

Toplumsal sistemler, adı üzerinde insan ile var olduğuna göre, ölümlüdürler.Kapitalizm 400 yıldır ölümcül hasta, ama kendi içinden sağlıklı bir global sistem çıkartamadığı için ölemiyor, zombiye döndü.Kendini yiyerek ya da daha doğrusu kendi içinden çıkan alternatiflerini yiyerek yaşamını sürdürüyor. Onlara sosyalizm deniliyor(du).

Sovyetlerin çöküşü, Çin’in sosyal-kapitalist bir ülkeye dönüşmesi zombinin son marifetleri ! Zombi, Sovyetlerin çöküşünden bu yana küreselleşti. Buna neo (yeni) liberalizm deniliyor.”

***

Üstadım çok haklı.Yüzünüzü nereye dönerseniz dönün, neo-liberalizm sürekli hastalık, vahşet, soykırım üretiyor.Filistin’deki soykırım gerçekte yeryüzündeki tüm hastalıkların ya da adaletsizliğin, eşitsizliğin, haksızlığın, sömürünün kaynağına işaret ediyor.Kimileri oradaki vahşeti sadece ABD ile İsrail’in sırtına yüklüyor. Aslında bu olay, sistemin kendisini yemesi olayı; insanın insanı yemesi şeklinde görselleşiyor.İktidar ise beceriksizliğini : ‘‘İsrail bize saldırabilir’’le! örtmeye çalışıyor…

***

Peki bu, ABD ile İsrail’in zulmünün bir mazereti olabilir mi ? Hayır. Çünkü ABD bir türlü ölemeyen sistemin patronu ! Öteki de yamağı…Gelmiş geçmiş bütün sınıflı toplumlar/sistemler yamyam’dı. Bu sonuncusu tarihe; savaşların olmadığı, eşitlikçi, adil, barışçı, kimsenin kimseyi sömürmediği ve yemediği sistemin tarihine son yamyam olarak geçecek…

***

Kapitalizme elini kaldırmayandan uygar insan olmaz.Kapitalizmin hastalıklarına karşı olmak bu payeyi kazandırmaz kimseye. Çünkü kapitalizme değil, onun “hastalıklarına” el kaldırmak demek, gerçekte kapitalizmi kutsamak anlamına gelir.Çünkü kapitalizm zaten hasta bir sistemdir.

***

Güzelim ülkemize bakıyorum. Açlığı, yoksulluğu, eşitsizliği, adaletsizliği, sömürüyü, her türlü zorbalığı ya da özgürlük karşıtlığını iktidarlara yükleme kolaycılığı içindeyiz.Oysa bu hastalıklar onun yarattığı kadar, sistemin de yaratığı ! İktidarın suçu, bunlarla ciddi şekilde mücadele etmemesi. Tam tersine,  görmezden gelmesi ya da hastalıkları yellemesi !

Üstadım: “Kapitalizmin tüm hastalıklarıyla mücadeleyi şiar edinen bir iktidarımız olsa sorun çözülmüş olur mu ?diyerek son noktayı koyuyor: “Mücadelenin hedefine sistemi koymadan olmaz ! Çünkü tüm hastalıklar sistemin hasta bünyesinden doğuyor…”