‘HOPTİRİNAM’ nedir sizce ? Bir öykü kitabıdır. Yazarı Aziz Nesindir. Öykü, memleketin birindegeçmektedir. İlkçağlarda mı, ortaçağlarda mı, yeniçağlarda mı bilinmeyen bir zamanda...
Avuç içi gibi bilinen bu yeryüzünün bilinmeyen bir yerinde açları toklarından çok, düşünenleri konuşanlarından az bir ülke varmış. O ülkede yaşayanlar bolluk içinde darlık, varlık içinde yokluk çekerlermiş. Başları önlerine eğik, bakışları içlerine dönük, gönülleri dışarıya kapanık yaşar giderlermiş.
Bu giriş cümlesi benim değil. Türkiye’nin yetiştirdiği en yurtsever yazarlarından biri olan Aziz Nesin’in Memleketin birinde-Hoptirinam öyküsüne ait.
Benim de bildiğim böyle bir ‘Hoptirinam Ülkesi’ var. O ülkede yaşayan kentliler gibi köylüler, çiftçiler de bir yandan üretir, ürünleri para etmeyince varlık içinde yokluk çekerlermiş. Köylülerin yoksulluğu en yüksek düzeyde imiş. Okuyanlar bilir, bilenler bilmeyenlere anlatsın...
Güncel konuları, toplumsal aksaklıkları öyküleri vasıtasıyla mizahî bir üslupla ele alan Nesin’in Cumhuriyet devri Türk hikâyeciliğindeki yeri çok mühimdir. Kitap okumayı kolay ve eğlenceli bir uğraş hâline getirerek, toplumun her kesimindeki insanına ulaşmayı hedefleyen yazarı bu yönüyle amacına ulaşmıştır.Aziz Nesin, hikâyelerini genellikle sosyal hayattaki çarpıklıklardan, olumsuz tip ve davranışlardan hareket ederek kurgular. Onun eserlerinde, dönemin günlük yaşantısı, her tabakadan insanın hayatıyla gözler önüne serilir. Olaylara mizah penceresinden bakmak; insanların yanlışlarını, eksikliklerini hicvetmek yazarın güldürürken düşündürme tavrının bir göstergesidir. İncelenen öykülerinden hareketle Aziz Nesin’in samimi, rahat anlatımı, akıcı üslubu ve okuyucuyu uyaran tutumuyla Türk mizah edebiyatında ve hikâyeciliğinde önemli bir yere sahip olduğunu söylemek mümkündür.
Edebiyatın metalaştırıldığı bir süreci yaşıyoruz... Öyle ya ısmarlama, reklam ve pazarlama yöntemleriyle piyasası oluşturulan edebiyatla karşı karşıyayız. Çok satanlar, hiç satmayanlar, ödüllü şair-yazar ve kitaplar gibi nitelemelerle okuru yönlendirme gayretleri, has edebiyatı yaşamımızdan alıp götürüyor diye düşünüyorum… Kitapçı vitrinlerinde, raflarında sergilenen kitaplara, kitap ekleri ve dergilerde listesi verilenlere alıcı gözüyle baktığımızda konuyu hiç de abartmadığımı göreceksiniz.
Aziz Nesin gülmece edebiyatımızın doruğuna çıkmış yazarımızdır. Çağının sorunları karşısında etkin bir aydın tavrı göstermiştir. Toplumsal düzendeki çarpıklıkları ve çelişkileri büyük bir ustalıkla anlatmış, çağdaş Türk gülmece edebiyatının dünya ölçüsünde temsilcisi olmuştur. Asıl adı Mehmet Nusret’tir.
Aziz Nesin bu eserinde de yine her zaman olduğu gibi açık duru bir dilin yanında masallarda klasikleşmiş tekerleme ve formelleri kendine has mizacıyla değiştirerek hoş bir farklılık yaratmıştır bence. Yazarın masala başvurması ironi ve toplum eleştirisi açısından değerlendirilmelidir. Bu eserdeki masallar baskıcı yönetim zamanında yazılmış her birinin arka planınde derin mesajlar olan masallardır. Yazar açıkça anlatamadığını, yazamadığını masala sığınarak topluma iletmeye çalışmıştır.
Özetle çoğunda hayvanlar üzerinden insanlara mesaj vermiştir. Kapağında da belirtildiği gibi içinde büyüklere masallar barındırıyor. Hoş bir eser. Aziz Nesin yine keskin zekasini konuşturmuş bu kitapta. Kitap kısa kısa masallardan oluşuyor; kendi tabiriyle büyüklere masallardan...
Bu masallar bildiğiniz masallar değil yalnız. Okurken aslında ne anlatmak istediğini ve neyi anlattığını çok iyi anliyorsunuz. Toplumu ve toplumsal düzeni harika bir ironiyle eleştirmeyi başarmış. Meddah geleneğinin anlatım olanaklarını da kullanarak çağdaş anlamda bir gülmece öyküsü geliştirmiş. Konularını günlük yaşamdan seçmiş. Geniş halk kesimlerinin sorunlarını dile getirirken, toplumsal değişim sürecindeki insanın konumunu da ustalıkla yansıtmış. Aziz Nesin yaşasaydı, bu günleri nasıl yazardı acaba? Kim bilir? Keyifli okumalar…