Son yazımızda Atatürk'ün Cumhuriyeti kurma mücadelesi sırasında Milli Kurtuluş Savaşında yer alan Rauf Bey, Kazım Karabekir, Ali Fuat Cebesoy gibi komutan arkadaşları ile yolunu ayırmak zorunda kalmasının nedenlerini ele almış ve bu sebeplerin başında o 'arkadaşların' dağılan Osmanlı devletinin yeni bir padişahı işbaşına getirerek toparlanamayacağını, çözülüp dağılmış bu devletin yerine modern bir cumhuriyetin kurulmasının tarihi bir zorunluluk olduğunu anlayamamış olmalarının geldiğini söylemiştik...
Osmanlı devletinin parçalanması ve dağıtılması kararı Birinci Dünya Savaşı öncesinde alınmış, İtilaf devletleri arasında yapılan gizli anlaşmalarla bu yağmadan kimin hangi payı alacağı belirlenmişti... Yunanistan da bu ortaklığa askeri operasyonun yürütülmesi amacıyla son anda dahil edilmişti...
Mustafa Kemal Paşa bu gelişmeleri önlemenin tek yolunun Anadolu topraklarında ulusal bir direniş örgütlemek ve eski Osmanlı devletinin yerine ulusal egemenliğe dayalı yeni ve modern bir devlet kurmak olduğunu, bu devletin doğası gereği bir 'cumhuriyet' olacağını görmüş, Rauf Bey ve onun yanında yer alan paşalar ise Osmanlı devletinin 'restore edilmesi' fikrinden öteye geçememişlerdi.
***
Rauf Bey'in de anılarında söylediği gibi, Türkiye, zaten '23 Nisan 1920'de Büyük Millet Meclisi açılıp da faaliyete geçtiği günden beri fiilen cumhuriyetti.'...
Ne var ki, Rauf Bey, cumhuriyet 29 Ekim'de resmen ilan edilinceye kadar bu gerçeği kabul etmek istememiş ve sonuçta siyasi kaderini cumhuriyet karşıtlarıyla birleştirmişti...
Aslında cumhuriyetin kökleri Rauf Bey'in söylediği tarihten çok daha eskilere, Namık Kemal, Ziya Paşa, Ziya Gökalp, Yusuf Akçura gibi düşünürlerin fikir ve faaliyetlerine, 'Anayasa' uğruna 'baş veren' Mithat Paşa'nın Birinci Meşrutiyet mücadelesine, II. Meşrutiyeti Abdülhamid'e zorla kabul ettiren Enver ve Niyazi beyler gibi dağa çıkan 'Hürriyet Fedaileri'nin kavgalarına kadar uzanmaktaydı... Mustafa Kemal Paşa, o mücadelelerden öğrenmiş, o mücadelelerin içinde pişmiş ve o mücadelelerin yarattığı birikim sayesinde 'Cumhuriyet devrimini' başarabilecek güce erişmişti.
***
Mustafa Kemal Paşa'nın başarıya ulaştırdığı mücadele, bir çok insanın iyi niyetle katıldığı, ancak şu ya da bu aşamasında yorularak yolun kenarına çekildiği bir maratona benzetilebilirdi. Yarışın sonunda, gücünü en akıllıca kullanan, en dayanıklı ve en 'antremanlı' yarışmacı, hedefe ulaşmış ve ipi tek başına göğüslemişti...
Cumhuriyet, ilk bakışta göründüğü gibi olayların zorlamasıyla bir günde alınan bir kararın değil, tarihsel gelişmenin kanunlarını bilen ve onun gereklerini yerine getirebilme gücünü elde eden bir insanın yıllar boyu sürdürdüğü planlı mücadelenin bir sonucuydu...
Üstelik bu mücadele cumhuriyetin kurulması ile sona ermeyecek, toplumsal gelişmeyi hızlandıracak devrimlere yol açarak Türkiye'yi, tüm dünyanın önünde saygı ile eğildiği güçlü bir devlet haline getirecekti.
***
Cumhuriyetin kuruluşunu izleyen 'iç çatışmalar' dönemi onun tarihinin önemli bir bölümünü oluşturur. Bu dönem, ülkemizde çok tartışılmış ve birbirine zıt gibi görünen ama bir çok noktada birbirini bütünleyen iki farklı cephe tarafından eleştirilmiştir...
Bu cephelerden birincisi, cumhuriyetin kurulmasını hiç bir zaman içine sindiremeyen ve o cumhuriyetin kurulmasına karşı hem siyasal yollardan hem de iç isyanlar çıkararak mücadele edenlerin cephesidir... Bunlar için söylenecek fazla bir şey yoktur. Onlar günümüzde bile kendilerini 'Osmanlı' olarak görmekte ve cumhuriyet dönemini tarihimizde yanlışlıkla açılmış bir 'parantez' olarak değerlendirmektedir...
Diğer cephede yer alan çeşitli akımlar ise cumhuriyet fikrine itiraz etmemekte, ancak cumhuriyetin kuruluşunun ardından yürütülen varlık/yokluk mücadelesini demokratik olmamakla, hatta 'faşist' yöntemler kullanmakla eleştirmektedir... Bu cephenin ileri sürdüğü ve ilk bakışta çok 'ilerici ve demokratik' gibi görünen fikirler, 80'li ve 90'lı yıllarda oluşturulan neoliberal/dinci ittifakının fikri zeminini oluşturmuş ve toplumun ezilen kesimleri ile onları savunduğunu öne süren bazı sol akımlar içinde de yaygınlaşmıştır.
(Devam edecek)