Ana muhalefet partisi CHP sıradan bir parti değil...

Toplumun belleğinde o hâlâ “Atatürk’ün kurduğu parti”...

Şimdilerde “Batı tipi sosyal demokrat bir parti” olduğunu ilan etse de toplumsal algı kolay kolay değişmiyor.

***

O nedenle partiyi yönetenler bir yandan partinin “milli devrimci” bir parti olduğu gerçeğini unutturmaya, “altı ok”un en temel ilkelerini ortadan kaldırmaya (ya da “farklı renklere boyamaya”) çalışırken diğer yandan “Atatürk’ün kurduğu parti” söylemine sığınmaya devam ediyor...

Yine de kolektif bellek kolay kolay unutmuyor...

Mitinglerde, spor karşılaşmalarında, kutlama törenlerinde “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganını haykıranların başını CHP’lilerin çekmesi bu gerçeği gösteriyor.

***

CHP’nin Özel’den önceki genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun en büyük özelliği CHP’nin devrimci geleneğini yok ederek liberal bir CHP yaratmakla övünmesiydi...

Sonuçta bu söylemden hoşlanmayan “taban” Kılıçdaroğlu’nu “gönderip” Özel’i genel başkan yaptı!..

Ne var ki durum değişmedi...

***

Özel’in Kılıçdaroğlu politikasını devam ettireceğini gösteren en önemli olaylar “dış politika” alanında cereyan etti...

Kılıçdaroğlu döneminde CHP’nin dış politika danışmanlığı emekli Washington ve Londra büyükelçilerine ipotek edilmişti...

Meslekleri gereği yılları boyunca Türkiye’nin ABD ve Batı Avrupa’nın dümen suyunda bir politika izlemesini savunan ve bu alanda başarılı çalışmalar yaptıkları için Kılıçdaroğlu döneminde Batı’ya “güven vermek” için dış politika danışmanlığına getirilen bu isimler Özel döneminde de etkinliklerini koruyorlar.

***

İktidar blokunu yöneten Erdoğan ve Bahçeli, 15 Temmuz darbe girişiminin kimin desteğiyle yapıldığını bildikleri için son yıllarda ABD ve Batı’ya karşı “ihtiyatlı” bir politika izliyorlar...

CHP ise tam tersine eski ABD, Tel Aviv ve Londra Büyükelçilerinin oluşturduğu ekibe teslim olmuş durumda...

İktidar ne zaman Batı’yı ve İsrail’i eleştirse ya da Türkiye’nin Rusya ve Çin ile ilişkilerini geliştirmek istese, bu ekip hemen karşı çıkıyor. Kimi zaman Özel’in kendisi bile (İsrail’in Gazze saldırısını eleştirdiğinde olduğu gibi) bu tür eleştirilere hedef olmaktan kurtulamıyor!

***

Özel’in, AKP’ tarafından izlenen Rusya, Çin ve BRICS /Şanghay Bloku ülkeleri ile dostluk politikasına karşı  yürüttüğü söylem bu ekibin görüşleri ile genelde örtüşüyor...

Ancak “kurnaz bir politikacı” olduğu bilinen Özel, söz konusu görüşleri dile getirirken “Atatürkçülük” söylemine sarılmayı da ihmal etmiyor...

O zaman da ortaya şöyle “laf salataları” çıkıyor:

“(Hedefimiz) 10 kat fazla alım gücü. Ne sayede? Avrupa Birliği sayesinde. Oraya giren, o hedefe ulaşıyor. Bunlar bıraktılar, yönü başka tarafa çevirdiler. Bizim istikametimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün gösterdiği taraftır. Çok basit, yönü o tarafa çeviriyoruz, Selanik'e, Paşa'ya selamı çakıyoruz, Avrupa Birliği'ne giriyoruz. Bu milletin yüzünü güldürüyoruz. Başka yolu yok!"

***

Önce Selanik’e “selamı çakıp” ardından bizi 60 yıldır kapı önünde oyalayan AB’ye girmek, sonra da ülkeyi yıllardır “soyan” gümrük birliği sayesinde “on kat fazla alım gücüne erişmek” gibi hayal ürünü söylemler aslında siyasetin değil “mizahın” konusu olabilecek söylemler...

Ne var ki Özel, Batı’ya yaranmayı aklına koymuş durumda...

Öyle ki, Türkiye’de yapılan bir gıda güvenliği toplantısında bile Çin’i kötülemeye çalışıyor...

İşte söyledikleri:

Neden başladı Covid? Dört tane yoksul Çinli bir hayvan pazarında bir yarasa çorbasını dördü birden pişirdiler ve bir yerden yediler. Yarasa vahşi hayvan, memeli bir hayvan. Onun yakalanıp çorbasının içilmesi gıda güvencesi açısından kabul edilebilecek bir şey değil.”

***

Özel’in anlattığı bu olay çağımızın en büyük sorunu olarak kabul edilen yalan haber “sektörünün” koronavirüs hakkında yaydığı yalanlardan yalnızca bir tanesi...

İlk yalan koronavirüsün çıkış noktası ile ilgili. Koronavirüsün ilk olarak nerede ortaya çıktığı halen kesin olarak saptanabilmiş değil. Bu konuda ABD ve Çin karşılıklı olarak birbirlerini suçluyor...

İkincisi, “Yarasa Çorbası” efsanesinin yayılmasına sebep olan video, bir gezi “blogger”ı olan Wang Mengyun tarafından 2016 yılında bir gastronomi programı için Pasifik adası Palau’da kaydedilmiş. Koronavirüs salgını çıkmadan yıllar önce bir “lezzet programı”nda yayınlanmış. Kayıt sırasında Mengyun’un kendisi de çorbadan içmiş!

***

Öyle görünüyor ki, Özel AB ve BRICS ile ilgili dünya haberlerini takip eden sıradan bir insanın bildiği gerçekleri bile bilmiyor ya da bilmezden geliyor...

Bir gıda güvenliği konferansında Çin’i kötülemek amacıyla koronavirüs hakkındaki internet efsanelerine sarılması ise hem bir eczacı olarak bilgisinin yetersizliğini hem de internet yalanlarına kolayca kandığını gösteriyor...

CHP gibi bir partinin genel başkanına bunlar yakışır mı?

(Devam edecek)