Hazine ve Maliye Bakanlığı geçen yaz ortasından bu yana hayata geçirmeye çalıştığı ancak başarılı olamadığı bazı vergilemelerde ciddi rahatsızlık yaşıyor. Maliye Bakanlığı’nı rahatsız eden siyasi saiklerle hayata geçirilemeyen konulardan biri ‘basit usul mükellefiyet’ meselesiydi...

Hatırlarsanız, geçen Temmuz ayında bir dizi vergi çalışması paket haline getirilmiş, Cumhurbaşkanlığı’na sunulmuş, ancak paketin orada bazı maddeleri reddedilmişti. Eğer reddedilmeseydi uygulamaya konulması düşünülen maddelerden biri de ‘Gelir ve Kurumlar Vergisi Düzenlemeleri’ başlığı altında vergilendirmede basitlik ve vergiye uyumun artırılması için “Basit usulde vergilendirme sisteminin kaldırılması ve bazı meslek gruplarının esnaf muaflığı kapsamına alınması”ydı. Pakette bu konu ile ilgili etki analizi bile yapılmış, şunlar vurgulanmıştı:

“Nüfusu 30 bini aşmayan ilçelerde basit usul kapsamında faaliyette bulunan 124 bin mükellefin bu düzenlemeyle vergiden muaf esnaf kapsamına alınacağı öngörülmektedir. Yaklaşık 700 bin mükellefin gerçek usule geçirilmesinin gelir artırıcı ve gönüllü uyumu destekleyici etkisi olacaktır. Asgari gelir vergisi uygulaması ve günlük hasılat tespiti ile birlikte 7,9 milyar TL gelir etkisi olabileceği değerlenmektedir. Düzenlemenin 1.1.2025 tarihinde yürürlüğe girmesi önerilmektedir.”

Kısaca kimlerdi bu basit usulde vergilendirmeden yararlanan esnaf kesimi diye baktığımızda; 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 46-47 ve 48. maddelerindeki esaslara göre “Ayakkabı tamircisi de var, ticari taksi sahibi de var” diyeyim, siz kimin ne kadar vergiden kaçındığını tahmin edin.

Basit usul mükellefiyet ise bazı esnaf kesiminin gelir vergisi diliminden çıkarılması 2021 yılında getirildi. Peki ne oldu da; 2021 yılında gelir vergisi mükellefiyetten muaf tutulan bu kesim yeniden esnaf muaflığı kapsamına alınmak istendi.

Hazine ve Maliye Bakanlığı’nda bu esnaf kesimi ile ilgili toplantılar yapılıyor. Toplantıda “Ekonomik sıkıntı çekmemeleri için düşük tutulan hadlerin bu kesimlerce suistimal edildiği belirleniyor. Bu kesimlerden bazıları kazançlarının bu hadlerin çok üzerinde olmasına rağmen göstermeyip, vergi ödememek için türlü yollara saptıkları belirlenmiştir” tespiti yapılıyor. Dahası, toplantıda basit usulde vergi mükelleflerinin vergiden kaçınmak için izlediği yöntemlerden de bahsediliyor.

Mesela bu mükellef kesimi içerisindeki bazı esnaflar, daha yüksek kira ödediği halde, kirasını daha düşük göstermeye yöneliyor. Böylece kendi kazancını gizlediği gibi, düşük kira gösterilmesine aracılık ederek, mülk sahibinin de kira gelirini daha düşük beyan etmesine neden oldukları belirleniyor. Böylece çifte gelir vergisi zararı oluşturabiliyorlar. Yine hadleri aşmamak için çoğu zaman belge düzenine uyulmayarak elde edilen hasılatların kayıt dışı bırakılması yolunu seçiyorlar.

Maliye Bakanlığı’nda yapılan çalışmalara bakarsak ‘basit usulde mükellefler’ radara çoktandır girmiş durumda. Bir takım kararlar alınmak isteniyor ama; eğer ülke ekonomisi tercih edilirse…